Hava Durumu

#Zam

TOURISMJOURNAL - Zam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zam haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Pasaport ücreti için büyük zam kapıda Haber

Pasaport ücreti için büyük zam kapıda

Pasaport ücretleri için bu yılın başında yapılan zammın ardından, bir sonraki zam 2025 yılı itibariyle gelecek. Vergi, harç ve cezalara uygulanacak zam oranının belirlenmesinde kullanılan yeniden değerleme oranının açıklanmasıyla birlikte 2025 yılı pasaport ücretleri ortaya çıkacak. Yeniden Değerleme Oranı, her ne kadar pasaport ücretlerini yapılacak olan zammın yüzdesini belirliyor olsa da, Cumhurbaşkanı’nın pasaportlara yapılacak zam oranını düşürme ve artırma yetkisi bulunuyor. PASAPORT ÜCRETİ ZAMMI 2025 YILINDA NE KADAR OLACAK? Vergi Uzmanı Dr. Ozan Bingöl'ün ortaya koyduğu projeksiyona göre, 2024 yılı yeniden değerleme oranı yüzde 45 civarında oluşabilir.  Yeniden değerleme oranında Cumhurbaşkanı'nın yetkisini kullanmaması halinde ise 2025 yılında pasaport ücreti yüzde 45 oranında zamlanacak. YDO'u kesin olarak belirleyecek olan Eylül ve Ekim ayı enflasyonları “sıfır” bile gelse, YDO yüzde 43 oranını aşacak.  Gelecek iki ayda ortalama yüzde 3’ler seviyesinde Yİ-ÜFE artışları olması bekleniyor. Bu senaryoya göre; 2024 yılı yeniden değerleme oranı düz bir hesapla yüzde 45 seviyesinde olacak. PASAPORT ÜCRETİ NE KADAR OLACAK? Cumhurbaşkanının vergi veya cezaların yeniden değerleme oranının yarısı kadar indirme veya yüzde 50 fazlasına kadar artırma yetkisi var. Cumhurbaşkanı'nın yetkisini kullanmaması halinde oluşacak olan yüzde 45 zam pasaportlara şu şekilde yansıyacak; Pasaport 2024 2025 Aradaki Fark 6 aya kadar olan pasaport ücreti 1.639 TL 2.377 TL 738 TL 1 yıl için olan pasaport ücreti 2.396 TL 3.475 TL 1079 TL 2 yıl için olan pasaport ücreti 3.912 TL 5.673 TL 1.443 TL 3 yıl için olan pasaport ücreti 5.558 TL 8.059 TL 1761 TL 4-10 yıl olan pasaport ücreti 7.833 TL 11.357 TL 3.524 TL YENİDEN DEĞERLEME ORANI NE ZAMAN AÇIKLANACAK? Yeniden Değerleme Oranı, her yıl kasım ayının ilk haftasında ekim ayı enflasyon verilerinin belli olmasıyla birlikte açıklanıyor.  YENİDEN DEĞERLEME ORANI ZAMMI NE KADAR OLACAK? Yurt Dışına Çıkış Harcı, Yurt Dışından Yolcu Beraberinde Getirilen Cep Telefonu Harç Tutarı, MTV ve B Sınıfı Ehliyet Harcı gibi çeşitli unsurlar, 2024 yılı ve 2025 yılı muhtemel Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YDO) dikkate alınarak artırılmış tutarlarla aşağıdaki şekilde öngörülmüştür: Yurt Dışına Çıkış Harcı: 2024 Tutarı: 500 TL 2025 YDO ile Artırılmış Tutar: 720 TL Yurt Dışından Yolcu Beraberinde Getirilen Cep Telefonu Harç Tutarı: 2024 Tutarı: 31.692 TL 2025 YDO ile Artırılmış Tutar: 45.953 TL 1600 cc’ye kadar 1-3 yaş arası en düşük motor hacimli otomobil MTV'si: 2024 Tutarı: 5.851 TL 2025 YDO ile Artırılmış Tutar: 8.484 TL B Sınıfı Ehliyet Harcı: 2024 Tutarı: 3.945,40 TL 2025 YDO ile Artırılmış Tutar: 5.720,80 TL Araç Muayene Ücreti (Otomobil): 2024 Tutarı: 1.821,60 TL 2025 YDO ile Artırılmış Tutar: 2.641,30 TL Trafik Cezası (En Düşük Hız Limiti İhlali İçin): 2024 Tutarı: 1.507 TL 2025 YDO ile Artırılmış Tutar: 2.185 TL YENİDEN DEĞERLEME ORANINDAN ETKİLENECEK VERGİ VE CEZA ÖRNEKLERİ Yeniden değerleme oranına endeksli bazı vergi, ceza ve diğer yüklerin bir kısmında Cumhurbaşkanının yükseltme veya indrime yetkisi bulunuyor.  Motorlu Taşıtlar Vergisi, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Emlak Vergisi, Kanunda YDO’nun yarısının uygulanacağı hükmü var. Cumhurbaşkanının bu tutara ilişkin yetkisi var. Çevre Temizlik Vergisi, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Gelir Vergisi Kanunu, bazı istisna tutarları, vergi tarifesi dilim tutarları ve benzerleri, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Veraset ve İntikal Vergisi: İstisnalar, Cumhurbaşkanının yetkisi yok. Veraset ve İntikal Vergisi: Tarife matrahları, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Damga Vergisi, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Harçlar, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Vergi Usul Kanunundaki Cezalar, Cumhurbaşkanının yetkisi var. Kabahatler Kanununa tabi İdari para cezaları, Cumhurbaşkanının yetkisi yok. Araç Muayene Ücretleri, Cumhurbaşkanı ancak beş yılda bir yüzde 20 oranında artırma veya eksiltmeye yetkilidir. Trafik Cezaları, Cumhurbaşkanının yetkisi yok.

Çanakkale'de feribot ücretlerine yüzde 40 zam: GESTAŞ'tan açıklama Haber

Çanakkale'de feribot ücretlerine yüzde 40 zam: GESTAŞ'tan açıklama

Çanakkale Boğaz ve Adalar hattında hizmet veren GESTAŞ'ın ücret tarifesine yüzde 40 zam geldi. GESTAŞ, tepki çeken zammın gerekçesini maliyet artışı olarak açıkladı. Yeni tarifeye göre Çanakkale-Eceabat hattında otomobil geçiş ücreti 320 liradan 445 liraya, günübirlik geçiş ücreti ise 485 liradan 680 liraya çıktı. Çanakkale-Kilitbahir hattında otomobil geçiş ücreti 310 liradan 435 liraya, günübirlik bilet ise 465 liradan 650 liraya yükseldi.  Geyikli-Bozcaada hattında, gidiş-dönüş şeklinde kesilen biletlerde otomobil geçiş ücreti 1140 liradan 1590 liraya çıkarıldı.  Kabatepe-Gökçeada hattında da otomobil bilet fiyatı 640 liradan 895 liraya yükseldi. GESTAŞ'TAN AÇIKLAMA  GESTAŞ tarafından Çanakkale'de adalar arasında verdiği feribot hizmetindeki bilet fiyatlarına yapılan zam tepki çekti. Ücret tarifelerine gelen yüzde 40 zam tepkiye neden olurken GESTAŞ'tan açıklama geldi. Zammın gerekçesi ise sektördeki maliyetlerin artışı olarak açıklandı. Açıklama şöyle: "24.08.2024 tarihi itibariyle tüm hatlarımızda geçerli olan yeni ücret tarifesiyle, özellikle Bozcaada hattındaki fiyat artışıyla ilgili açıklama yapma gereği duyulmuştur. 1- Şirketimiz tarafından yürütülen deniz ulaşımında artan maliyetler göz önüne alınarak, 24.08.2024 tarihinden geçerli olmak üzere bütün hatlarda ücret tarifelerinde yüzde 40 artış yapılması zarureti hasıl olmuştur. 2- Buna göre, Geyikli-Bozcaada hattı otomobil fiyatı 570 TL iken, 24 Ağustos 2024 tarihindeki yeni fiyat tarifesinde 795 TL olarak güncellenmiştir. 3- Ayrıca, 24.08.2024 tarihi itibariyle tüm hatlarımızda geçerli olan yeni ücret tarifesinde, yaya geçişlerindeki tüm fiyatlar sabit kalmış, yaya yolcu bilet fiyatlarına artış uygulanmamıştır. 4- Özellikle adalarda ikamet eden vatandaşlarımıza sunulan 'yüzde 50 indirimli geçiş avantajı' aynen korunmuştur. (Adakart geçiş ücreti 397,50 TL olmuştur.)" ÇANAKKALE BOĞAZ HATTI / Ç.KALE-ECEABAT GELİBOLU - LAPSEKİ KABATEPE-GÖKÇEADA  GEYİKLİ-BOZCAADA ÇANAKKALE BOĞAZ HATTI / Ç.KALE-KİLİTBAHİR NARLI - MARMARA

Otomotivin 2023 karnesi ve gelecek öngörüleri: "Kur ve enflasyon zammı kaçınılmaz" Haber

Otomotivin 2023 karnesi ve gelecek öngörüleri: "Kur ve enflasyon zammı kaçınılmaz"

Eroldu, düzenlediği basın toplantısında, otomotiv sektörünün 2023 yılı karnesini değerlendirerek, sektörün geleceğine ilişkin öngörülerini paylaştı. Geçen yılın otomotivde birçok tarihi rakamın elde edildiği, çok sayıda konuda, birçok şirketin bazı yatırımlarının hayata geçtiği bir yıl olduğunu dile getiren Eroldu, "2023 yılında 1 milyar 340 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Bu da son yılların en yüksek rakamı oldu." diye konuştu. Eroldu, otomotiv ana sanayisinin, son 10 yılda 10 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdiğine vurgu yaparak, "2023 yılında da 2022'ye göre yüzde 37'lik yatırım artışı oldu. Yani 2022'de başlayan yatırımların aslında 2023'te de hız kazandığını gördük. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu açıklanan yatırım projeleri kapsamında Türkiye'de otomotiv sanayisinin yatırımlarının artırdığını görmeye devam edeceğiz. Burada bizim açımızdan kötü giden konu iç pazarda yerli payının azalması, yüzde 45'ten yüzde 37'ye maalesef gerileyen bir yerli payımız var." ifadelerini kullandı. Otomotiv sanayisinin ana firmalarının üretiminin salgın öncesi seviyelere geldiğine dikkati çeken Eroldu, kapasite kullanımında da geçen yıl iyileşme gerçekleştiğini bildirdi. Eroldu, küresel gündemde yakından takip ettikleri önemli konular bulunduğuna işaret ederek, küresel ekonomide yavaşlama beklentileri, ticaret ve sanayi politikaları özelinde Amerika, Çin ve Avrupa Birliği arasında devam eden güç ve ticaret savaşı gibi konuların ön planda olduğunu ve bunun da bütün ülkelere farklı seviyelerde olumlu ve olumsuz etkilerinin olacağını söyledi. "Bazı parça taleplerinin Uzak Doğu ve Çin yerine Türkiye'ye kaydığını görüyoruz" Bir diğer konunun da jeopolitik gelişmeler ve tedarik zinciriyle ilgili olduğunu belirten Eroldu, şöyle devam etti: "Özellikle son günlerde de gördük Ümit Burnu'ndan dolaşan bir lojistik herkes için bir sorun ama bu da tabii aslında fırsatları da beraberinde getiriyor. Çünkü bu jeopolitik riskleri ve tedarik zincirini daha iyi yönetmek için aslında daha uzak satıcılardan daha yakın satıcılara yönelik bir geçiş hareketi var. Bunun da aslında olumlu sinyallerini de görüyoruz. Türkiye'de otomotiv sektöründe parça ihracatında da bir artış var. Yani birtakım parça taleplerinin Uzak Doğu ve Çin yerine Türkiye'deki yan sanayicilere kaydığını görüyoruz. Dolayısıyla herkeste bu jeopolitik konular ve tedarik zinciri kırılmaları yüzünden bir endişe var. Bu zaten pandemiyle başlamıştı. Şimdi farklı sektörlerde herkes bu riskleri de yönetmek için tedarik parklarını daha yakınlara konumlandırmaya çalışıyor. Biz de rekabetçi bir ülke olarak bu durumun bize yarattığı fırsatları görüyoruz. Dolayısıyla aslında küresel gündem yalnızca riskleri barındırmıyor, aynı zamanda birtakım fırsatları da barındırıyor." "Çin'in içten yanmalı araçlardaki teknolojisi o kadar kuvvetli değil" Çin'in son yıllarda ticari alanda gösterdiği atak politikalarının da küresel gündemin bir diğer önemli maddesi olduğunu ifade eden Eroldu, bunun otomotive, hem Avrupa hem dünya hem de Türkiye açısından çok boyutta etkileri olduğunu dile getirdi. Eroldu, "Çin tabii özellikle elektrikli araç dönüşümü ile dünyadaki otomotiv sanayindeki kuvvetini ve gücünü artırdı. Çünkü Çin'in aslında içten yanmalı araçlardaki teknolojisi o kadar kuvvetli değil ama baktığınız zaman bugün elektrikli araç üretiminde dünyada küresel lider konumunda." dedi. Türkiye açısından bakıldığı zaman, Çin'in otomotiv sanayi dışında ülke içinde ticaret dengesi açısından da bir sorun teşkil ettiğini anlatan Cengiz Eroldu, şunları kaydetti: "Otomotivde de 2023'ün ilk 11 ayında 2,2 milyar dolarlık açığımız var. Yani biz 21 milyon dolarlık parça ihraç etmişiz. Karşısında da 2,2 milyar dolarlık Çin'den parça ve otomobil almışız. Birçok alanda Çin ile Türkiye arasında çok olumsuz bir denge olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan baktığımız zaman bizim otomobil ithalatımızda da Çin hiç yok 2019 yılında. Şu anda yüzde 7'lik bir pay alıyor ama ne almışız biz Çin'den? Baktığımız zaman da yüzde 78'ini içten yanmalı almışız, yüzde biri plug-in hibrit, yüzde 2'si hibrit, yüzde 20'si de elektrikli. Zaten son dönemde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu işin elektrikli tarafına müdahale etti. Fakat burada da içten yanmalının ne kadar büyük olduğunu ve büyümeye devam ettiğini görüyoruz." "Çinli araçlara karşı değiliz ama gelip yatırım yapmaları lazım" Çin'den gelen elektrikli otomobillere ilişkin uygulanan bazı kuralların içten yanmalı araçlar için de uygulanması gerektiğine işaret eden Eroldu, şöyle devam etti: "Bizim açıkçası ülke sanayine, yalnızca otomotiv değil, diğer sanayilerle birlikte yaratacağı bir risk olarak görüyoruz bu durumu. Bu da bizce 2024 yılında yönetilmesi gereken bir diğer konu çünkü yalnızca elektrikli arabalara konulan birtakım uygulamalarla Çin ithalatının Türkiye'nin dış ticaret dengesine verdiği hasarı halletmek mümkün olmayacak gibi duruyor. Biz Çinli araçlara otomotiv sanayi olarak karşı değiliz ama gelip yatırım yapmaları lazım. Yani biz de Çinlileri yatırım yapmaya davet ediyoruz ki zaten Bakanlığın da bu yönde yaptığı çalışmalar var. Çinli yatırımcıların gelip Türkiye'de yatırım yapmaları lazım. Otomotiv sanayi olarak rekabeti olumlu buluyoruz ama yalnızca ithalatla bu pazarın kaybedilmesi doğru bir şey değil." Cengiz Eroldu, Türkiye otomotiv sektörü için ana pazarın Avrupa olmaya devam edeceğini belirtti. Avrupa'da da birçok ülkede elektrikli araç teşviklerinin kaldırıldığını dile getiren Eroldu, "Yani Avrupa'da aslında elektrikli satışları istenen seviyede değil ve bir hibrit talebi de var. Belli ülkelerde içten yanmalı talebi de var. Şu anda biliyorsunuz ki Avrupa Birliğinin uyguladığı, markalara empoze ettiği bir ortalama filo emisyon kuralı var. Şimdi herkes bu hesabı yapıp yine Avrupa'da içten yanmalı ve hibrit satmaya çalışıyor. Yani şöyle görmeyin, bunlar Türkiye'de yapılıyor, artık Avrupa'ya satılmayacak. Öyle bir şey yok. Bunlar yine Avrupa'ya satılacaklar ve herkes kendi filosu ve miksi çerçevesinde bu araçları satmaya devam edecek. Çünkü bizim Avrupa'daki pazarı başka yerde bulmamız söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu. "Sanki her tarafta elektrikli otomobil olacak diye bir hayat olmayacak" Avrupalı üreticilerin de şu anda benzinli ve dizel üretimini terk etmediğini anlatan Eroldu, şöyle devam etti: "Avrupa'daki üretimin yüzde kaçı elektrikli, yüzde kaçı benzinli? Yani Avrupa'da da çok kuvvetli bir benzinli imalatı devam ediyor. Yani herkeste böyle bir şey oluştu, sanki her tarafta bir elektrikli otomobil olacak diye bir hayat olmayacak. Ben çok ünlü danışmanlık şirketlerinin yaptıkları projeksiyonlara bakıyorum. Yani 2030-2035'lerde elektrikli penetrasyonu yüzde 30 diyorlar. Bu 100 milyonluk dünyada zaten eldeki lityum madenleri o kadar. Maden yok ortada bir kere. Yani istesek de yapamayacağız. Ya da hidrojen teknolojisinin devreye girmesi lazım. Yani zaten ben o açıdan da elektrikliyi nihai olarak görmüyorum bu gelişmeleri görünce. Hakikaten maden yok ortada. Şimdi ikinci, üçüncü aracını elektrikli alanlar var çoğunlukla. Bugün kim alıyor bu elektrikli araçları? Yalnız Türkiye'de değil, Avrupa'da da duyarlı bir kitle var. Onlar alıyorlar bir de fazla otomobili olanlar 'Bir tanesi de elektrikli olsun deneyeyim' diyen alıyor. Yani dünyada 100 milyonluk ana müşteri oyuna girdiği ve el kaldırıp, 'Biz elektrikli araç alacağız' dediği zaman öyle bir araç yapma kapasitesi yok dünyada. Yani onun da net olması lazım, iyi anlaşılması lazım. Şu andaki teknoloji buna cevap veremiyor." "Enflasyon ve kur artışları fiyatlara yansıyacaktır" OSD Başkanı Eroldu, otomotiv fiyatlarına zam gelip gelmeyeceği yönündeki soruya da şu yanıtı verdi: "Ocakta başladı ama şimdi bu doğal, yani enflasyon ve kur artışları fiyatlara yansıyacaktır. Enflasyonda hem yerleşmiş bir enflasyon var hem de aylık 3-4 temposunda bir enflasyon var. Fiyatlara yansıdığını göreceğiz zaten. Ocak ayında da benim gördüğüm, yüzde 2 ile yüzde 4 arasında en azından görebildiğim markalarda fiyat artışları var. Enflasyon ve kur artışları fiyatlara yansıyacaktır. Ama kaçınılmaz bir şey yani bu. Bazen fiyat indirimleri de olduğunu görebiliyorsunuz."

Ağustosta markette 37 ürünün 28'inde fiyatlar arttı Haber

Ağustosta markette 37 ürünün 28'inde fiyatlar arttı

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ağustos ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, açıklanan mısır fiyatına üreticilerin tepkisini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlerini değerlendirdi. Söz konusu ayda üretici ve market arasındaki en fazla fiyat farkının yüzde 450 ile elmada görüldüğünü bildiren Bayraktar, elmadaki fiyat farkını yüzde 437,8 ile kuru üzümün, yüzde 325,6 ile havucun, yüzde 312 ile kuru soğanın, yüzde 218,6 ile kuru incirin ve yüzde 200,6 ile maydanozun takip ettiğini belirtti. Bayraktar,  "Üreticide 5 lira olan elma 27 lira 50 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 134 lira 46 kuruşa, 6 lira olan havuç 25 lira 54 kuruşa, 3 lira 70 kuruş olan kuru soğan 15 lira 24 kuruşa, 55 lira olan kuru incir 175 lira 22 kuruşa, 3 lira 63 kuruş olan maydanoz 10 lira 91 kuruşa markette satılıyor." ifadelerini kullandı. Ağustosta markette 37 ürünün 28'inde fiyat artışı, 9'unda ise fiyat azalışı görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: "Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 45,9 ile kuru üzüm oldu. Kuru üzümdeki fiyat artışını yüzde 37,3 ile maydanoz, yüzde 27 ile yeşil fasulye, yüzde 24,6 ile kuru kayısı takip etti. Fiyatı en çok düşen ürün yüzde 20,1 ile havuç oldu. Havuçtaki fiyat düşüşünü yüzde 17,1 ile kuru soğan, yüzde 14 ile sivri biber, yüzde 13,3 ile salatalık izledi." Bayraktar, üreticide ise 29 ürününün 15'inde fiyat artışı, 8'inde fiyat düşüşü görüldüğünü, 6 üründe ise fiyat değişimi olmadığını bildirdi. Üreticide en çok fiyat düşüşünün yüzde 43,1 ile kuru soğanda olduğunu belirten Bayraktar, "Bunu yüzde 40 ile havuç, yüzde 15,6 ile sivri biber, yüzde 9,8 ile kabak izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 47,1 ile domateste görüldü. Domatesteki fiyat artışını yüzde 41,5 ile yeşil soğan, yüzde 36,3 ile maydanoz, yüzde 31,2 ile marul, yüzde 28,3 ile yeşil fasulye takip etti." bilgisini paylaştı. Bayraktar, üretici fiyat değişiminin nedenlerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Kuru soğan ihracatındaki kısıtlama ve arzdaki artış, kuru soğan fiyatlarında gerilemeye sebep oldu. Havuçta yazlık ürün hasadının yoğunlaşması ile yaz aylarında görülen talepteki azalma fiyatların düşmesine neden oldu. Sivri biber, kabak ve patlıcandaki fiyat düşüşü bu ürünlerde arzın artmasından kaynaklandı. Domateste dış talep ve özellikle kışlık kullanım için tüketicinin artan talebi etkili oldu. Fasulye, yeşil soğan, maydanoz ve marulda arz talebi karşılamadı. Fındık fiyatı, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) alım fiyatı açıklamasından sonra yükseldi. Limondaki fiyat artışı, erkenci limon çeşidinin hasadının başlamamış olmasıyla arzda görülen azalmadan kaynaklandı. Patateste de yine arzdaki azalma fiyatları yükseltti. Antep fıstığında yok yılı olması yeni ürünün hasadıyla birlikte fiyatı artırdı." Bayraktar, geçen günlerde açıklanan mısır fiyatına ilişkin de görüşlerini paylaşarak, geçen yıl mısır alım fiyatının ton başına 5 bin 700 lira olduğunu, fiyatın bu yıl yüzde 5,3 artışla 6 bin lira olarak açıklandığını, bu fiyatın üreticilerin maliyetinin altında kalmasına neden olduğunu bildirdi. Bayraktar, Birliğe bağlı odalar aracılığıyla girdi piyasalarından alınan fiyat verilerine göre ağustosta, temmuza göre, 20.20.0 kompoze gübresinin yüzde 16,2, DAP gübresinin yüzde 14,8, amonyum sülfat gübresinin yüzde 13,5, üre gübresinin yüzde 9,6 ve kalsiyum amonyum nitrat gübresinin ise yüzde 3,7 arttığını da kaydetti. Mazot fiyatının aylık yüzde 4,1, son bir yıla göre ise yüzde 42,7 arttığına da dikkati çeken Bayraktar, gübre ve mazotta fiyat artışlarının devam ettiğini vurguladı. Bayraktar, üreticilerin mağdur olmaması için mazot ve gübre başta olmak üzere tüm girdi fiyatlarının makul seviyelerde tutulması, mazot ve gübre desteklerinin artırılarak bir an önce üreticiye ulaştırılması gerektiğini belirtti.

Pasaport ve telefon kayıt ücretleri uçacak! Haber

Pasaport ve telefon kayıt ücretleri uçacak!

Ekim ayında ortaya çıkacak olan Yeniden Değerleme Oranı ile telefon kaydettirmek 30 bin TL, en yüksek MTV 126 bin TL, 10 yıllık pasaport ise 9 bin TL’ye dayanacak hatta geçecek. HalkTV'de yer alan habere göre; Vergi, harç ve cezalara Yeniden Değerleme Oranı (YDO) hesaplanarak zam yapılıyor. İçinde pasaport harcı, yurtdışından getirilecek cep telefonu kaydettirme ve motorlu taşıtlar vergisi (MTV) gibi kalemlerin bulunduğu yüzlerce vergiye bu orana göre zam geliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde en yüksek enflasyonun ölçüldüğü yıl 1994 yılında bile YDO yüzde 107,6 seviyesindeydi.2023 yılına gelindiğinde ise Son 40 yılın en yüksek YDO'su yüzde 123 olarak açıklandı. MTV, pasaport bedeli, trafik cezaları gibi yurttaşı yakından ilgilendiren tüm kalemlerde artış yüzde 123 oranında yapıldı. Geçen temmuz ayında da yılın ikinci altı ayında geçerli olmak üzere de bu kez yüzde 50 zam yapıldı. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre 10 yıllık olan pasaport harç ücreti 3 bin 295 TL’yken 4 bin 943 TL’ye çıktı. 2022’de ise bu bedel 1478 TL’ydi. Bir yılda pasaport harcına gelen zam yüzde 235 oldu. Vergi, harç ve cezalara Yeniden Değerleme Oranı (YDO) hesaplanarak zam yapılıyor. İçinde pasaport harcı, yurtdışından getirilecek cep telefonu kaydettirme ve motorlu taşıtlar vergisi (MTV) gibi kalemlerin bulunduğu yüzlerce vergiye bu orana göre zam geliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde en yüksek enflasyonun ölçüldüğü yıl 1994 yılında bile YDO yüzde 107,6 seviyesindeydi.2023 yılına gelindiğinde ise Son 40 yılın en yüksek YDO'su yüzde 123 olarak açıklandı. MTV, pasaport bedeli, trafik cezaları gibi yurttaşı yakından ilgilendiren tüm kalemlerde artış yüzde 123 oranında yapıldı. Geçen temmuz ayında da yılın ikinci altı ayında geçerli olmak üzere de bu kez yüzde 50 zam yapıldı. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre 10 yıllık olan pasaport harç ücreti 3 bin 295 TL’yken 4 bin 943 TL’ye çıktı. 2022’de ise bu bedel 1478 TL’ydi. Bir yılda pasaport harcına gelen zam yüzde 235 oldu. 2 yılda bir lüks aracın ödediği MTV 300 bin TL olacak 1-3 yaş arası, motor hacmi 1301-1600 santimetreküp olan taşıtının ocak ayındaki birinci taksiti için 1846, temmuz ayındaki ikinci taksiti için 1846 TL ödemesi gereken araç sahibi toplamda iki taksit daha ödeyecek. 3 bin 692 lira ödeyecek olan mükellef, ek MTV ile toplam 7 bin 384 TL ödemiş olacak. YDO ile bu araç için 2024'te ödenecek MTV ise en az 11 bin 70 TL olacak. Piyasa değeri 1 milyon 357 bin 700 TL değerinde olan 1-3 yaş arası ve 4001 cc motora sahibi bir otomobil (lüks jip veya lüks makam aracı benzeri) bu yıl ek MTV ile 168 bin 588 TL ödeyecek. Ek MTV olmaksızın ödenen ise 84 bin 294 TL. YDO ile en az yüzde 50 zamlanacak olan bu bedel 126 bin 400 TL'yi bulacak. Sadece bir araç için iki yılda ödenen MTV toplamda 300 bin TL'ye gelecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.