Hava Durumu

#Zeugma

TOURISMJOURNAL - Zeugma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zeugma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri Haber

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri

Tarihin tozlu sayfalarında saklanan uygarlıkların izlerini sürmek, binlerce yıl öncesine bir yolculuğa çıkmak demektir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Kadim medeniyetlerin iz bıraktığı bu topraklar, günümüz turistleri için adeta açık hava müzesi niteliğinde.  Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ziyaretçilerini bu büyülü yolculuğa çıkararak, adeta bir zaman makinesi işlevi görür. Bu toprakların sahip olduğu antik kentler, sadece geçmişi değil, geleceğe dair ipuçlarını da bize sunar. Bölgedeki bu tarihi hazineler, tarihe ışık tutmanın yanı sıra, medeniyetin izlerini gün yüzüne çıkarıyor. Bu antik diyarlar, yalnızca tarih kitaplarında değil, bizatihi ayaklarımızın altında, keşfedilmeyi bekliyor. Gelin, Güneydoğu Anadolu’nun en etkileyici antik kentlerine birlikte göz atalım. NEMRUT DAĞI Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yer alan Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı’nın en görkemli mirasıdır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve kendi soyuna ithaf ettiği dev heykellerin yer aldığı bu kutsal alan, M.Ö. 62 yılında yapılmıştır. Nemrut, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta ve ziyaretçilere antik kültürlerin nasıl bir araya geldiğini gösteren mükemmel bir örnek sunmaktadır. Doğu ve Batı medeniyetlerinin sentezlendiği bu antik alan, Pers ve Helenistik kültürlerin bir arada bulunduğu, mistik ve kutsal bir mekandır. Dağın zirvesinde yer alan dev heykeller, Tanrı Zeus, Apollon, Herakles ve diğer mitolojik figürleri temsil eder. Heykellerin yanı sıra, Kral Antiochos’un dev anıt mezarı da burada yer alır ve bu mezar, antik dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir. Nemrut’un zirvesinde üç farklı terasa dağılmış olan bu dev heykeller ve kitabeler, Kommagene Krallığı’nın tanrılarla olan ilişkisini simgeler. Doğu terası, sabah güneşini selamlamak için, batı terası ise gün batımını izlemek için eşsiz bir noktadır. Antiochos, Nemrut Dağı’na gömüldüğüne inanılır, ancak mezarı bugüne kadar bulunamamıştır. Bu dağ, arkeologlar için hala bir gizem barındırmaktadır. ÇAYÖNÜ Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, medeniyetin doğuşuna tanıklık eden bir yerleşimdir. Dünyanın en eski yerleşik hayata geçen topluluklarından biri olan Çayönü, tarım ve hayvancılığın başladığı, insanların avcı-toplayıcı hayatı geride bıraktığı ilk yerlerden biri olarak bilinir. Bu yerleşim, M.Ö. 10.000’lere kadar gitmektedir. Çayönü, insanlık tarihinin en önemli evrimsel aşamalarından birine sahne olmuştur. Burada tarımın başladığı, hayvanların evcilleştirildiği ve toplumsal yaşamın şekillendiği keşfedilmiştir. Çayönü’nün kazılarında ortaya çıkan yapılar, dünyanın en eski taş temelli kerpiç binalarının örneklerini sunar. Bu yerleşim, Neolitik dönem mimarisi ve yaşam tarzı hakkında paha biçilmez veriler sağlamaktadır. HALFETİ Şanlıurfa’ya bağlı olan Halfeti, Fırat Nehri üzerinde baraj yapımı sonrası büyük bir kısmı sular altında kalan eski bir yerleşimdir. Tarihi M.Ö. 9. yüzyıla kadar uzanan Halfeti, Helenistik ve Roma dönemlerinde önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Günümüzde, sular altında kalan yapıları ile ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunar. Halfeti, sadece su altındaki yapılarıyla değil, aynı zamanda Rumkale gibi antik kaleleriyle de tanınır. Rumkale, Fırat Nehri’nin kıyısında yer alan stratejik bir kale olup Roma döneminde büyük bir dini merkez olarak kullanılmıştır. Kaleyi ziyaret edenler, hem tarihe tanıklık eder hem de Fırat’ın muhteşem manzarası eşliğinde unutulmaz anlar yaşar. ZEUGMA Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunan Zeugma, Roma döneminin en zengin kentlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından kurulan bu şehir, Fırat Nehri kıyısında stratejik bir noktada yer alırdı. Zeugma’nın adı, köprü anlamına gelen "Zeugma" kelimesinden gelir ve bu şehir, doğu ile batıyı birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görürdü. Zeugma’nın en büyük özelliklerinden biri, muhteşem mozaikleridir. Roma villalarının zeminlerinde bulunan bu mozaikler, antik dünyanın sanatsal zirvesi olarak kabul edilir. Çingene Kızı Mozaiği, Zeugma’nın en bilinen eseri olup, bakışlarıyla herkesi büyüleyen mistik bir figürdür.   1990’lı yıllarda başlayan kazılarda, villalar, hamamlar ve tapınaklar ortaya çıkarılmıştır. Zeugma’da çıkarılan eserler, bugün Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu müze, dünyadaki en büyük mozaik müzelerinden biri olarak kabul edilir. DARA ANTİK KENTİ Mardin’in Nusaybin ilçesine yakın bir konumda bulunan Dara, antik Mezopotamya’nın en önemli şehirlerinden biridir. Dara Güneydoğu’nun Efes’i olarak anılır. Pers İmparatorluğu döneminde stratejik bir askeri merkez olarak kullanılan Dara, Bizans döneminde surlarla çevrilmiş büyük bir metropol haline gelmiştir. Dara, devasa kaya mezarları, su sarnıçları ve yeraltı şehirleriyle dikkat çekmektedir.  Dara, antik dönemde su kaynakları açısından çok önemli bir bölgeydi. Burada yer alan devasa su sarnıçları, antik dönemin en gelişmiş su mühendisliği örneklerinden biridir. Ayrıca, kentin mezarları ve kaya oymaları, ziyaretçileri büyüleyen bir atmosfere sahiptir. HARRAN Şanlıurfa’nın güneydoğusunda yer alan Harran, antik dönemin en eski yerleşimlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 2000'lere kadar uzanan köklü bir tarihe sahip olan Harran, aynı zamanda bilim ve inanç merkezi olarak da dikkat çeker. Harran, İslam öncesi dönemde Pagan inançlarının merkeziyken, İslam döneminde ise felsefe, astronomi ve matematik alanında önemli bir akademik merkez haline gelmiştir. Orta Çağ'da, Harran Üniversitesi, felsefe ve astronomi başta olmak üzere birçok bilim dalında önemli çalışmaların yapıldığı bir okul olarak ün kazanmıştır. Burada Aristo'nun öğretileri de okutulmuş ve ünlü bilim insanları bu bölgede yetişmiştir. Harran'da eğitim gören bilim insanları, İslam dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Harran, konik biçimli kerpiç evleriyle ünlüdür. Bu evler, yörenin çöl iklimine uygun şekilde tasarlanmış olup, yazın serin, kışın ise sıcak tutma özelliğine sahiptir. Bu benzersiz mimari yapılar, Harran’ın en önemli simgelerindendir. Ayrıca, Harran Kalesi ve Emeviler Dönemi’nden kalma Ulu Cami'nin kalıntıları da tarihe ışık tutar. Harran, Sümerlerden itibaren Ay Tanrısı Sin’e adanmış bir dini merkez olarak önem kazanmıştır. Bu nedenle, Pagan dönemine ait tapınak kalıntıları hala görülebilir. Ayrıca, Harran’ın İbrahim peygamberin doğduğu yer olduğuna inanılır ve bu, Harran’ın dini açıdan kutsal kabul edilmesine sebep olmuştur. RUMKALE Rumkale, Gaziantep ve Şanlıurfa sınırında, Fırat Nehri'nin kıyısında stratejik bir konumda yer alır. Eski dönemlerde askeri ve dini bir merkez olarak kullanılan Rumkale, tarih boyunca birçok medeniyetin eline geçmiştir. Asur, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir askeri nokta olan bu kale, Haçlı Seferleri sırasında da kullanılmıştır. Rumkale, doğal savunma avantajlarıyla dikkat çeker. Fırat Nehri’nin ortasında yer alan yüksek kayalıklara inşa edilmiş olan kale, doğu ve batı dünyasını birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasıydı. Ayrıca, Bizans İmparatorluğu döneminde bir piskoposluk merkezi olarak dini açıdan da büyük önem taşımıştır. Bugün büyük bir kısmı baraj gölü altında kalan Rumkale, antik dönemin izlerini su altındaki yapılarıyla barındırmaktadır. Su altındaki manastır kalıntıları, mağaralar ve Roma dönemine ait su yolları, burada yapılan arkeolojik araştırmalarla gün yüzüne çıkmıştır. Ziyaretçiler, bu batık yapıları teknelerle gezebilir ve bölgenin mistik atmosferini keşfedebilirler. EDESSA (ŞANLIURFA) Bugünkü Şanlıurfa olarak bilinen Edessa, tarihin en eski şehirlerinden biri olup, “Peygamberler Şehri” olarak adlandırılır. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan Edessa, Süryani, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. İslam’ın yayılmasıyla birlikte ise Urfa, İslam coğrafyasının önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Edessa’nın en bilinen simgelerinden biri olan Balıklı Göl, İslam inancına göre Hz. İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atıldığı yer olarak kabul edilir. Rivayete göre, ateş suya dönüşmüş ve Hz. İbrahim’in düştüğü yer bugün Balıklı Göl olarak bilinmektedir. Göl çevresindeki kutsal atmosfer, hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir cazibe merkezi oluşturur. Edessa, Süryani kültürü ve inanç sistemi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Süryani Hristiyanlar için önemli bir dini merkez olan Urfa, ayrıca Ermeni ve Arap topluluklarının da tarihi boyunca yerleşim yeri olmuştur. Tarihi Urfa Kalesi, eski surlar, ve mağaralar Edessa’nın tarih boyunca sahip olduğu zengin kültürel mirası gözler önüne sermektedir. HASANKEYF Hasankeyf, Batman ilinde, Dicle Nehri kıyısında bulunan ve 12.000 yıllık tarihi ile dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir yerleşim alanı olan Hasankeyf, 2019 yılında tamamlanan Ilısu Barajı nedeniyle büyük oranda sular altında kalmıştır. Hasankeyf’in en belirgin özelliği, doğal kayalıklar üzerine inşa edilen kale ve mağaralarıdır. Hasankeyf Kalesi, Roma döneminde inşa edilmiş ve bölgeyi düşman saldırılarından korumak için kullanılmıştır. Mağaralar ise insanlar tarafından binlerce yıl boyunca ev, kilise ve depo olarak kullanılmıştır. Bu mağaralar, tarihi boyunca insan yaşamının nasıl şekillendiğini gösteren önemli arkeolojik verilere sahiptir. Hasankeyf, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Artuklular döneminde bölge, bilim ve sanatın merkezi haline gelmiştir. Tarihi köprü, El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii ve Zeynel Bey Türbesi gibi yapılar, bu dönemin izlerini taşır. Bu yapılar, baraj yapımı sırasında koruma altına alınarak taşınmış ve Hasankeyf Kültürel Parkı’nda yeniden inşa edilmiştir. Baraj sularının yükselmesiyle birlikte Hasankeyf’in büyük bir kısmı sular altında kalmış olsa da, bölgedeki tarihi eserlerin birçoğu taşınarak koruma altına alınmıştır. Bu durum, hem yerel halk hem de tarihçiler arasında büyük bir tartışma yaratmış, Hasankeyf’in sular altında kalması büyük bir kültürel kayıp olarak nitelendirilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin derin izlerini taşıyan ve kültürel mirasın en önemli örneklerini barındıran bir coğrafyadır. Dara’dan, Göbeklitepe’ye, Nemrut’tan Zeugma’ya, Harran’ın bilim dünyasına katkılarından Hasankeyf’in sular altındaki tarihine, Rumkale’nin stratejik konumundan Edessa’nın dini merkez olmasına kadar bu kadim şehirler, geçmişin kapılarını aralıyor ve tarih severlere eşsiz bir yolculuk sunuyor. Bu kentler, ziyaretçilerine sadece birer turistik destinasyon değil, aynı zamanda insanlık tarihinin köklerine doğru bir keşif sunuyor. Kaynak: Güneydoğu Ekspres

Zeugma, UNESCO Dünya Miras Listesi yolunda Haber

Zeugma, UNESCO Dünya Miras Listesi yolunda

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde Zeugma Arkeolojik Sit Alanı’nın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmesi için yürütülen çalışmalar kapsamında yetki alanlarının sınırının belirlenmesi için masa başı ve saha çalışmaları yapıldı. Gazi şehrin 5 antik kentinden biri olan ve 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenen Zeugma Arkeolojik Sit Alanı’nın, UNESCO kalıcı listeye girmesi için çalışmalar başladı. Büyükşehir Belediyesi KUDEB Daire Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında yapılan iş birliği protokolü kapsamında yönetim planı ile korunacak alanın sınırlarının belirlenmesi amacıyla yapılan ilk toplantıda alanla ilgili söz hakkı olan tüm kurum kuruluşlar kamu- yerel- sivil-özel taraflar ile sahada gerekli fikir ve düşünceleri alınarak yol haritası belirlendi. Büyükşehir Belediyesi Bahriye Üçok Toplantı Salonu’nda yapılan masa başı toplantı sonrası sit alanına gidilerek saha çalışmalarında bulunuldu. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne Zeugma Antik Kenti’nin girmesi için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde yapılan çalışmalara Nizip Kaymakamı Osman Uğurlu, Nizip Belediye Başkan Yardımcısı Salih Uygur, Zeugma Kazı Başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay, bakanlık uzmanları ile ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

2022 Yılında Türkiye'de en çok 'Konya Mevlana Müzesi' ziyaret edildi Haber

2022 Yılında Türkiye'de en çok 'Konya Mevlana Müzesi' ziyaret edildi

Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) verilerine göre, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı müze ve ören yerleri 2022’de 30 milyon 932 bin 948 ziyaretçi ağırladı. 3 milyon 352 bin 505 ziyaretçiyle en çok ziyaret edilen müze Konya Mevlana Müzesi oldu. Konya Mevlana Müzesini, 1 milyon 991 bin 101 ziyaretçi ile Denizli Hierapolis (Pamukkale) Ören Yeri takip ederken, İzmir Efes Ören Yeri'ni 1 milyon 819 bin 894, Galata Kulesi'ni 1 milyon 266 bin 820, Nevşehir Göreme Ören Yeri'ni 1 milyon 63 bin 482, Ankara Cumhuriyet Müzesi'ni 937 bin 529, Nevşehir Zelve-Paşabağlar Ören Yeri'ni 930 bin 677, Şanlıurfa Göbeklitepe Ören Yeri'ni 837 bin 881, Nevşehir Hacıbektaş Müzesi'ni 718 bin 767, İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni 596 bin 755, Nevşehir Kaymaklı Yeraltı Şehri'ni 533 bin 52, Aksaray Ihlara Vadisi Ören Yeri'ni 519 bin 926, Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi'ni 438 bin 957, Antalya Patara Ören Yeri'ni 418 bin 242, Antalya Phaselis Ören Yeri'ni 412 bin 68, Antalya Olympos Ören Yeri'ni 405 bin 587, Nevşehir Derinkuyu Yeraltı Şehri'ni 344 bin 601, Trabzon Sümela Manastırı'nı 339 bin 110, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni 336 bin 806, Çanakkale Troia Ören Yeri'ni 330 bin 384 kişi gezdi. 2022'DE MÜZEKART SAHİPLİĞİ YÜZDE 62 ARTTI 2022’de Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı müze ve ören yerlerine en çok ziyaret, 4 milyon 101 bin 290 ziyaretçi ile Nevşehir’de gerçekleşti. Nevşehir’i, 3 milyon 627 bin 20 ziyaretçi ile Antalya, 3 milyon 596 bin 113 ziyaretçi ile Konya, 3 milyon 253 bin 719 ziyaretçi ile İzmir, 2 milyon 561 bin 480 ziyaretçi ile İstanbul, 2 milyon 92 bin 282 ziyaretçi ile Denizli, 1 milyon 518 bin 850 ziyaretçi ile Ankara, 1 milyon 276 bin 97 ziyaretçi ile Şanlıurfa, 1 milyon 179 bin 948 ziyaretçi ile Muğla ve 700 bin 73 ziyaretçi ile Hatay takip etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 350’den fazla müze ve ören yerini bir yıl boyunca sınırsız ziyaret edebilme imkanı sunan MüzeKart sahipliği ise 2021 yılında 1 milyon 799 bin 388’ken, 2022’de yüzde 62 artışla 2 milyon 930 bin 653’e yükseldi. EN ÇOK ZİYARET GÖBEKLİTEPE’YE Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık depremlerin büyük yıkıma yol açtığı 11 ilde, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı 43 müze ve ören yerini toplamda 3 milyon 257 bin 241 kişi ziyaret etti. Deprem bölgesinde 2022'de en çok ziyaret 837 bin 811 ziyaretçi ile Şanlıurfa Göbeklitepe Ören Yeri'ne oldu. Burayı 438 bin 957 ziyaretçi ile Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi takip ederken, Şanlıurfa Müzesi ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi'ni 294 bin 791, Hatay Arkeoloji Müzesi’ni 265 bin 91, Hatay Saint Pierre Kilisesi Anıt Müzesi'ni 219 bin 591, Adıyaman Nemrut Ören Yeri'ni 161 bin 656, Adana Atatürk Evi Müzesi'ni 146 bin 460, Şanlıurfa Harran Ören Yeri'ni 143 bin 495, Hatay Necmi Asfuroğlu Mozaik Müzesi'ni 95 bin 446, Malatya Aslantepe Ören Yeri'ni 62 bin 803, Adana Arkeoloji Müzesi'ni 59 bin 829, Adıyaman Arsemia Ören Yeri'ni ise 51 bin 656 kişi ziyaret etti. Kaynak: NTV.com.tr

Zeugma Mozaik Müzesi'ndeki eserler depremi hasarsız atlattı Haber

Zeugma Mozaik Müzesi'ndeki eserler depremi hasarsız atlattı

Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak, AA muhabirine, müzede personel anlamında herhangi bir can kaybı yaşanmadığını söyledi. Bu durumun sevindirici bir olduğunu ifade eden Çomak, şöyle konuştu: "Depremin ilk anından itibaren kameralar aracılığıyla yaptığımız incelemede herhangi bir eserimizin zarar görmediğini tespit ettik. Ama sabahın ilk ışıklarıyla birlikte müdürlüğümüzün personeliyle tek tek incelemelerimizi yaptık ve bu yaptığımız incelemelerde de herhangi bir eserimizde, binanın yapısal durumunda, eser ve teşhir tanzimlerinde hiçbir şekilde hasar oluşmadığını gördük." Zeugma Müzesi'nin dışında kentteki diğer müzelerde de hasar olmadığını belirlediklerini aktaran Çomak, şunları kaydetti: "Zaten Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelen yetkililer de binamızın yapısal anlamdaki taşıyıcı kolonlar, kirişler, binanın diğer mekanlarıyla ilgili incelemelerini yaptı. Herhangi bir sıkıntı olmadığını, kullanılabilir bir vaziyette olduğunu da söyleyince içimiz rahatladı. İkinci depremden sonra da bir eser kaybına rastlamadığımızı tespit ettik. Bunlar çok önemli konulardı ilk etapta. Mozaiklerimiz ve mozaiklerimizin aralardaki derz olarak tamamlanan yerlerde dahi çatlamalar olmadı. Yani bir tane mozaik taşımız dahi dağılmadı. Bu konuda gerçekten Kültür ve Turizm Bakanlığımıza teşekkür etmek istiyorum. İnşallah en kısa zamanda ziyaretçileri tekrar ağırlamaya başlayacağımızı ümit ediyoruz."

Zeugma Mosaic Museum breaks visitor record in 2022 Haber

Zeugma Mosaic Museum breaks visitor record in 2022

Photo: Erkan Tabakoğlu The museum, which also has the "Presidential Culture and Art Grand Prize", exhibits the "Gypsy Girl" mosaic, the "Mars statue", the Roman fountains and the unique mosaics unearthed during the salvage excavations in the villas by the Euphrates River. Zeugma Mosaic Museum was founded in 2011 with 71 thousand 323, in 2012 169 thousand 38, in 2013 179 thousand 297, in 2014 206 thousand 684, in 2015 178 thousand 995, in 2016 108 thousand 835, in 2017 It hosted 169 thousand 773, 267 thousand 552 in 2018, 340 thousand 569 in 2019, 87 thousand 642 in 2020, 242 thousand 145 in 2021 and 439 thousand last year. "It was the highest figure since its establishment" Gaziantep Museum Director Özgür Çomak told Anadolu Agency (AA) that they spent the year 2022 to the fullest. Pointing out that the interest in Zeugma Mosaic Museum is increasing, both from home and abroad, Çomak said, "As of the end of 2022, 439 thousand people visited our Zeugma Mosaic Museum. This was also the highest number since its establishment. In 2021, the tourism season opened after June. Kovid "There were closures due to the 19th century. After this period, we started to host a large number of visitors. We aim to exceed 600 thousand in 2023." he said. "Gypsy Girl" mosaic / Photo: Erkan Tabakoğlu Night museum will continue this year Çomak reminded that the museum serves until 22:00 with a special permission from the Ministry of Culture and Tourism during the hot summer months. Stating that this practice had a positive effect on the number of visitors, Çomak noted that the night museum, which was implemented for approximately 2.5 months, will continue this year as well.                          Photos: Erkan Tabakoğlu

Zeugma Müzesi, 2022'de 439 bin kişiyle ziyaretçi rekoru kırdı Haber

Zeugma Müzesi, 2022'de 439 bin kişiyle ziyaretçi rekoru kırdı

Tarihi İpek Yolu üzerinde 2011 yılında 30 bin metrekarelik alanda hizmete açılan Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep'te bulunan yerli ve yabancı ziyaretçilerin en çok ziyaret ettiği mekanların başında geliyor. "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"ne de sahip müzede başta "Çingene Kızı" mozaiği olmak üzere "Mars heykeli", Roma dönemine ait çeşmeler ve Fırat Nehri kenarındaki villalarda kurtarma kazıları sırasında çıkarılan eşsiz mozaikler sergileniyor. Zeugma Mozaik Müzesi, kurulduğu 2011'de 71 bin 323, 2012'de 169 bin 38, 2013'te 179 bin 297, 2014'te 206 bin 684, 2015'te 178 bin 995, 2016'da 108 bin 835, 2017'de 169 bin 773, 2018'de 267 bin 552, 2019'da 340 bin 569, 2020'de 87 bin 642, 2021'de 242 bin 145, geçen yıl ise 439 bin kişiyi ağırladı. "Kuruluş tarihinden itibaren en yüksek rakam oldu" Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak, AA muhabirine, 2022 yılını dolu dolu geçirdiklerini söyledi. Zeugma Mozaik Müzesi'ne yurt içinden ve dışından ilginin giderek arttığına işaret eden Çomak, "2022 sonu itibarıyla Zeugma Mozaik Müzemizi 439 bin kişi ziyaret etti. Bu aynı zamanda kuruluş tarihinden itibaren en yüksek rakam oldu. 2021 yılında Haziran ayından sonra turizm sezonu açıldı. Kovid-19 nedeniyle kapanmalar oluyordu. Bu dönemden sonra biz yoğun bir ziyaretçi ağırlamaya başladık. 2023'te 600 binli rakamların üzerine çıkmayı hedefliyoruz." diye konuştu. ​​​​Gece müzeciliği bu yıl da devam edecek Çomak, havaların sıcak olduğu yaz aylarında Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan özel izinle müzenin saat 22.00'ye kadar hizmet verdiğini hatırlattı. Bu uygulamanın ziyaretçi sayısına olumlu yansıdığını ifade eden Çomak, yaklaşık 2,5 ay uygulanan gece müzeciliğinin bu yıl da devam edeceğini kaydetti. Ziyaretçilerden Volkan Alevok, İstanbul'dan ailesiyle GAP turu için yola çıktıklarını ve ilk olarak Gaziantep'e geldiklerini ifade etti. Tarihi çok sevdiğini belirten Alevok, "Buraya ikinci gelişim. İlk sefer eşimle geldim şimdi ise çocuklarımı getirdim. Bütün ailelere tavsiye ederim. Burası bizim toprakların tarihi. Yerinde gelip görmek lazım. Çok güzel ve oldukça geniş ve ferah bir müze. Ülkemiz kadar tarihle iç içe yaşayan başka bir ülke yok." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.