TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kışın en çok yakıştığı vizesiz 8 ülke

Avrupa’nın popüler adreslerine alternatif olacak bir seyahat destinasyonu arayanlar için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istemeyen yakın çevremizdeki ülkeler biçilmiş kaftan. Üstelik daha düşük bütçeyle tatil yapılabilen bu ülkelerin çoğu kış aylarında karla birlikte harika manzaralara bürünüyor. Biz de bu hafta uzmanlarımıza, "Kışın gidilecek en güzel vizesiz ülkeler hangileri?" diye sorduk. İşte yorucu ve bitmek bilmeyen prosedürler, ek masraflar ve "Vize onayı geldi mi gelecek mi?" diye uzun bekleyişlere gerek kalmadan yola çıkılacak adresler...

Haber Giriş Tarihi: 03.02.2024 11:08
Haber Güncellenme Tarihi: 03.02.2024 11:08
Kaynak: Hürriyet
Kışın en çok yakıştığı vizesiz 8 ülke

Söz konusu kış mevsimi olduğunda Türkiye'de yapılacak pek çok aktivite, büyüleyici manzaralar ve katılacak birçok etkinlik oluyor. 

Ancak kış aylarını daha da özel kılan kar, bu yıl bir türlü istenen seviyede yağmadı ama bizler karı dört gözle beklerken bazı ülkeler bu heyecanı çoktan yaşamaya başladı. Üstelik bu ülkelerin çoğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istemiyor.

Biz de bu hafta kış tatili seçeneklerine yurt dışını eklemek isteyenler için gezgin ve seyahat yazarları Nurgül Büyükkalay, Didem Mutçalıoğlu, Özlem Köseoğlu ve Bahar Gündoğdu’ya ‘Kışın gidilecek en güzel vizesiz ülkeler hangileri?’ diye sorduk. Bazısına kimlikle bile girilebilen üstelik birçoğu Avrupa’nın popüler adreslerine kıyasla bütçenizi de çok sarsmayacak 8 ülkeyi önerdiler.

Görülecek çok yer var: GÜRCİSTAN

Gürcistan hem ülkemize çok yakın hem de keşfedilecek çok fazla zenginliğe sahip. Üstelik pasaporta bile gerek yok, sadece kimlikle ülkeye giriş yapılabiliyor. 

Nurgül Büyükkalay, “Muhteşem mimarisi ve kendine özgü havasıyla Tiflis, Gürcistan'ın gezilecek en güzel şehri. Tiflis’i, şehrin geleneksel kültürünü deneyimlemek için en turistik bölgesi olan ‘Old Tbilisi’ olarak bilinen eski şehirden başlayarak gezmelisiniz. Halıcıları ve hamamları ile kendinizi İstanbul’da hissedeceksiniz” dedi.

Büyükkalay, şu önerilerin altını çizdi:

-- Şifa dağıttığına inanılan kükürt banyoları ile bilinen ‘Banyo Bölgesi’ (Abanotubani) şehri süsleyen renkli cumbalı evleriyle bütünleşmiş. Kartpostal tadında bir görünüm veriyor. Gözünüzü cumbalı evlerden alamayacağınız yürüyüş yolunun sonunda karşınıza Leghvtakhevi Şelalesi çıkacak. Şelalede unutulmaz fotoğraflar çekeceksiniz.

-- Şehirde listenize eklemeniz gereken üç müze bulunuyor. Ülkenin tarihi için Gürcistan Ulusal Müzesi, Gürcü sanatçıların eserleriyle tanışacağınız Güzel Sanatlar Müzesi ve sergi gezmeyi seviyorsanız MOMA Tbilisi… 

-- Tiflis’i gezdikten sonra dağ havası almak isterseniz yolunuzu Rusya sınırına 12 kilometre mesafede bulunan, etrafı dağlarla çevrili Kazbeği’ye düşürün. Tiflis-Kazbeği arası yaklaşık 155 kilometre. Kazbeği yolu üzerinde karşınıza ilk olarak Üç Yüz Aragvili Anıtı çıkacak. Anıtın Gürcistan tarihinde önemli bir yeri var. Sovyet mimarisi ile yapılan anıt, bir direnişte Tiflis’i savunan kişiler için inşa edilmiş. Zhinvali Baraj Gölü ise göreceğiniz bir başka nokta.

Kültür turu sevenlere: KOSOVA

Küçük bir ülke olan Kosova, 2008’de Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilân etti. Tarih boyunca Avar, Bulgar, Hun, Uz, Peçenek, Osmanlı gibi pek çok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapan ülke, bu özelliğiyle son yıllarda turistlerin ilgisini çekiyor.

Ülkedeki en güzel şehrin Priştine olduğunu söyleyen Özlem Köseoğlu, “Kosova’nın kültürel ve ekonomik başkenti olan Priştine’de müzeler, camiler, tarihî yapılar ve birbirinden harika parklar bulunuyor. Diğer şehirler de çok güzel ama Priştine hepsinden bir adım önde…” dedi.

Köseoğlu, “Kafe, restoran ve mağazaların dizildiği dar sokaklarıyla bilinen bu küçük şehir, sizi epey dinlendirecek. Şehrin tek Ortodoks kilisesi olan ve 19'uncu yüzyılda inşa edilen Aziz Nikola Ortodoks Kilisesi, şehrin kalbinin attığı Skanderbeg Meydanı ve Heykeli, eğlence ve alışveriş merkezi olan Azize Teresa Bulvarı ve Sultan I. Murad Türbesi görülecek yerlerden sadece birkaçı…” ifadelerini kullandı.



Termal bölgeleriyle ünlü: SIRBİSTAN

Balkanların tam kalbinde yer alan Sırbistan, tarihî ve kültürel mekânlarının yanı sıra termal bölgeleriyle de ön plana çıkıyor. 

Yılın bu zamanları Sırbistan’ın harika bir atmosfere sahip olduğunu söyleyen Didem Mutçalıoğlu, “Başkent Belgrad, kış aylarında en çok ziyaret edilen şehir. Kentin trafiğe kapalı caddesi Kneza Mihaila’da yürümek ya da buradaki kafelerden birinde kahve içip çevreyi izlemek oldukça keyifli. Ardından Kalemegdan Kalesi’nde güzel bir gezinti yapmanızı öneririm” dedi.
Sırbistan’ın ziyaretçilerine bundan daha fazlasını sunduğunu da vurgulayan Mutçalıoğlu, “Ülke termal otelleriyle ünlü. Vranjska Banja bunlardan biri… Karlar altında harika manzaralar içinde termal keyfi sunuyor. Hatta Roma döneminden kalan termal havuzlar kullanılıyor. Ovcar Banja ve Sokobanja da termal konusunda iddialı pek çok oteli barındırıyor” ifadelerini kullandı.

Kayak tatili düşünenlere: BOSNA HERSEK

Bosna Hersek, iç savaştan sonra küllerinden doğan ve tüm güzellikleriyle gözde turizm rotaları arasına girmeyi başaran bir ülke. En popüler şehri olan başkent Saraybosna, çok kültürlü yapısı ve birbirinden lezzetli yemekleriyle ziyaretçilerine çok fazla seçenek sunuyor. 

Didem Mutçalıoğlu, “Şehrin mimarisinin bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu, bir kısmı da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun izlerini taşıyor. Sokaklarında yürürken karşınıza camii, kilise ya da sinagog çıkıyor. Şehirdeki bu çok kültürlü yapı, yemeklerine de çok iyi yansımış. Kentin her yerine yayılmış restoranlarında farklı birçok lezzeti tadabiliyorsunuz. Ama köftesi çok başka… Eski şehir bölgesindeki köftecilerden birinde kaymak, pide ve soğanla sunulan köfteleri tatmak için bile Saraybosna’ya gidilir” dedi.

Tam da şu sıralar ülkenin kayak tatili için çok uygun olduğunu söyleyen Mutçalıoğlu, “Bir zamanlar kış olimpiyatlarının yapıldığı Bosna Hersek’te Balkanlar'ın en özel kayak merkezleri bulunuyor. Saraybosna yakınındaki Bjelasnica ve İgman Dağları'nda yer alan kayak merkezleri, kayak severlere harika seçenekler sunuyor. Üstelik bunlar Saraybosna’ya sadece yarım saat uzaklıkta bulunuyor” ifadelerini kullandı. 

Mutçalıoğlu, görülecek diğer yerlerle ilgili de şu önerilerde bulundu:

“Bosna Hersek’in incisi Mostar’ı görmeden olmaz. Köprüsüyle ünlü Mostar, yazın turistlerle dolup taşıyor. Ancak kış aylarında Mostar sokakları size kalıyor. Taş evlerin arasında gönlünüzce gezip, normalde tıklım tıklım olan Mostar Köprüsü’nün keyfini sessiz sakin bir ortamda çıkarabilirsiniz. En güzeli de tüm bunlar birbirine çok yakın mesafelerde… Size önerim; Saraybosna’ya gidince bir araba kiralayarak her noktayı gezmeniz.”

Lezzetli yemekler: ARNAVUTLUK

Osmanlı’nın kültür izlerini taşıyan Arnavutluk, başta başkent Tiran olmak üzere Berat ve İşkodra gibi doğal güzelliklere sahip şehirleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Peki bu şehirlerde nereleri gezmeli, neler yapmalı? İşte Özlem Köseoğlu’nun önerileri…

-- Dajti Dağları’nın eteğinde konumlanan Tiran, ülkenin en özel şehri… Kentte başta İskender Bey Meydanı, sığınaklar, Mavi Göz Gölü ve muhteşem doğasıyla kendine hayran bırakan Büyük Tiran Parkı olmak üzere görülecek pek çok yer bulunuyor. Berat şehrinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Berat Eski Şehri’ni ise tarihe merakı olanlar mutlaka görmeli… 

-- Bu yerler dışında turist akınına uğrayan Osum Kanyon, teleferik ile ulaşım sağlanabilen Dajti Dağı Milli Parkı, 250’den fazla kuş türünü barındıran İşkodra Gölü ile Koman Golü görülecek yerlerden sadece birkaçı…

Ülkedeki yemek kültürüne de değinen Köseoğlu, “Geleneksel güveç yemeği olan Fergese Tirane, Arnavutluk mantısı samsa, meşhur Elbasan tava, leziz Arnavut ciğeri ve Arnavut çullaması mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden…” dedi.

Schengen vizesi şartı gelmeden gezilmeli: KARADAĞ

Karadağ, Avrupa Birliği’ne girme sürecinde ve yakında Schengen vizesi olmadan seyahat etmek mümkün olmayacak. Bu nedenle Karadağ’ı görmek için şimdi en doğru zaman… İstanbul’dan başkent Podgorica’ya 1 saat 20 dakikalık bir uçuşla gidiliyor. Kotor ve Budva, Karadağ’ın en çok ziyaret edilen adresleri… Nurgül Büyükkalay, “Kotor, Adriyatik Denizi’ndeki en güzel koylardan birine kurulmuş bir şehir. Eski şehir bölgesi, dünyada göreceğiniz en güzel Orta Çağ yerleşimlerinden... Dar taş sokaklarıyla şehri gezerken İtalyan mimarisinden esintiler göreceksiniz. Ayrıca İtalyan mutfağı sunan çok lezzetli restoranları da var” dedi.

Büyükkalay, şöyle devam etti:

“Şehrin sırtını yasladığı dağın tepesindeki kaleye 1300 basamak çıkarak ulaşılıyor ama tepeye vardığınızda göreceğiniz manzara tüm yorgunluğunuzu unutturuyor. Ordu Meydanı, Saat Kulesi, Utanç Sütunu, St. Tryphon Katedrali de göreceğiniz önemli yapılardan birkaçı...”

Budva’da görülecek yerlerle ilgili de önerilerde bulunan Büyükkalay, “Budva, Karadağ’ın bir başka gözde şehri. Orta Çağ’dan kalma dar sokakları, meydanları, kafe ve restoranlarıyla görülmeye değer. Budva Hisarı, Budva Şehir Müzesi, Dans Eden Kız Heykeli şehrin önemli adresleri… Budva’nın en çok merak uyandıran yeri ise Sveti Stefan Adası. Adada bir otel yer aldığından giriş yasak. Ancak Budva plajlarından adanın harika manzarasını izleyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Her şehrin bir rengi var: FAS

Marakeş ve Şafşavan gibi şehirleriyle öne çıkan Fas, eğlenceli bir rota… Labirenti andıran tarihi mahallelerden sahil kentlerine, antik şehirlerden sonu gözükmeyen çöllere kadar uzanan zenginliğiyle çok özel bir ülke…

Bahar Gündoğdu, “Fas, her daim sıcak ve her daim gizemli… Bu yönüyle tüm gezginlerin gözdesi. Öyle bir ülke ki her şehrin bir rengi var. Mavi şehir Şafşavan ayrı büyüleyici,  kırmızı şehir Marakeş ayrı… Dünyanın en büyük kara çölünün bir kısmı da Fas’ta bulunuyor. Fas’a adım attığınız andan itibaren Atlas Dağları size eşlik ederken şehirden şehre koşacaksınız. Üstelik Türk vatandaşlarına vizesiz olması harika…” dedi.

Sıcak bir rota: TAYLAND

'Güler yüzlü insanlar ülkesi' olarak bilinen Tayland, her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Havanın sıcaklığı, göz kamaştıran denizi ve harika kumsalları sayesinde sizi mıknatıs gibi kendisine çekecek bir güce sahip…

Özlem Köseoğlu, “Görülecek çok yer var ve bir aylık bir süre bile yetmeyebilir. İlk durak olarak Phuket'i tercih edebilirsiniz. Burası en büyük ve en turistik ada… Güney Tayland’da Andaman Denizi kıyısında bulunuyor. Anakaraya küçük bir köprüyle bağlı… Hem doğal güzellikleri hem de sualtı zenginlikleriyle yıllardır turistlerin akınına uğruyor” dedi. 

Tayland’da gezilecek diğer adreslere de değinen Köseoğlu, “Gece hayatı ile bilinen başkent Bangkok, küçük köyleri ve doğasıyla ünlü Chiang Mai şehri, Fil Adası olarak bilinen Koh Chang, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan ve kutsal şehir olarak bilinen Ayutthaya görülecek yerlerden bazıları…” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Hürriyet

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.