Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi
Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi
Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi
Haber Giriş Tarihi: 03.09.2023 10:31
Haber Güncellenme Tarihi: 03.09.2023 10:31
Kaynak:
İHA
Mardin’e özgü 2 yöresel yemek olan "alluciye" ve "firkiye" coğrafi işaret alarak tescillendi.
Turizm şehri Mardin'in iki yöresel yemeği Türk Patent Kurumu tarafından tescillendi. Yemeklerin tarifini veren Şef Dilek Çelebioğlu, Osmanlı döneminden şimdiye kadar ataların kullandığı eski yemeklerin sürekliliğini sağlamak ve gerçek orijinal haliyle halka sunmayı hedeflediklerini söyledi.
Birçok farklı yemek olduğunu belirten Çelebioğlu, "Yaptığımız yemek Mardin eriği, eti ve yeşil soğanı bütünleşerek oluşan bir yemektir. Daha önce sadece mevsiminde kullanılıyordu. Yemeği yapmak için papaz eriğinin çıkmasını bekliyorduk. Şu an çeşitli saklama metotları ile bütün mevsimlerde yapabiliyoruz. Anneannem, babaannem ve annemden olduğu gibi hiçbir özelliğini bozmadan yapıyoruz. Et çok iyi olmalı, pişerken karıştırmamak gerekir, yavaş ve kısık ateşte uzun süre pişirilir" dedi.
Tescillenmesinin kendileri için büyük bir gurur olduğunu ifade eden Çelebioğlu, "Tescillendiği zaman çok önemli bir vasiyetin yerine getirildiğini hissettim. Çok mutluyuz, en azından bu yemekler unutulmayacak ve diğer nesillere aktarılacak. Başka yöresel ve önemli yemeklerimiz var. Onların da tescilini istiyoruz" diye konuştu.
İkinci tescilli yemek olan firkiye hakkında bilgi veren Çelebioğlu, "Firik, Arapça badem demektir. Firkiye, çağladan yapılan bir yemeğimizdir. Bademin ilk meyve halinden yapılan bir yemektir. Geçmişte yemeklerde domates kullanılmıyordu. Mardin yemeklerinde zaten meyvelerden çok fazla yemek yapıyoruz. Eskiden domates kullanılmadığı zamanlarda devamlı meyvelerden etli yemek yapılırdı" şeklinde konuştu.
Mardin Artuklu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi bölümünde öğretim görevlisi olan Yavuz Yalçın ise, bu yıl Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile GAP Bölge Kalkınma Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen proje çerçevesinde oluşturulan uygulama mutfağında olduklarını kaydetti.
Mutfakta aynı adan 25-30 öğrenci eğitim alabildiğini belirten Yalçın, "Ayrıca da burada coğrafi işaret çalışmaları yaptık. Bu çerçevede coğrafi işarete başvurduğumuz 2 yemeğimiz alluciye ve firkiye yemeklerinin bugün burada yapımını gerçekleştiriyoruz. Bu yemekler yapılırken öncelikle paydaşlarla toplantılar gerçekleştirildi. Ardından bu yemeklerle ilgili bilgiler belgeler toplandı. Makale incelemeleri geçmişe dair bilgileri ve bu yemeklerin nasıl yapıldığına, günümüze kadar nasıl ulaştığına dair belgeleri çıkardıktan sonra paydaşlarla birlikte yine bir demo çalışması gerçekleştirdik" dedi.
Demo çalışmasında da bu yemeklerin standart bir reçetesini oluşturmaya çalıştıklarını aktaran Yalçın, "Bu reçeteleri de oluşturduktan sonra Mardin alluciye ve firkiye yemeği için Türk Patent Kurumuna coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. İncelemelerin ardından da coğrafi işaret başvurusunu almaya hak kazandık" ifadelerinde bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi
Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi
Mardin’e özgü 2 yöresel yemek olan "alluciye" ve "firkiye" coğrafi işaret alarak tescillendi.
Turizm şehri Mardin'in iki yöresel yemeği Türk Patent Kurumu tarafından tescillendi. Yemeklerin tarifini veren Şef Dilek Çelebioğlu, Osmanlı döneminden şimdiye kadar ataların kullandığı eski yemeklerin sürekliliğini sağlamak ve gerçek orijinal haliyle halka sunmayı hedeflediklerini söyledi.
Birçok farklı yemek olduğunu belirten Çelebioğlu, "Yaptığımız yemek Mardin eriği, eti ve yeşil soğanı bütünleşerek oluşan bir yemektir. Daha önce sadece mevsiminde kullanılıyordu. Yemeği yapmak için papaz eriğinin çıkmasını bekliyorduk. Şu an çeşitli saklama metotları ile bütün mevsimlerde yapabiliyoruz. Anneannem, babaannem ve annemden olduğu gibi hiçbir özelliğini bozmadan yapıyoruz. Et çok iyi olmalı, pişerken karıştırmamak gerekir, yavaş ve kısık ateşte uzun süre pişirilir" dedi.
Tescillenmesinin kendileri için büyük bir gurur olduğunu ifade eden Çelebioğlu, "Tescillendiği zaman çok önemli bir vasiyetin yerine getirildiğini hissettim. Çok mutluyuz, en azından bu yemekler unutulmayacak ve diğer nesillere aktarılacak. Başka yöresel ve önemli yemeklerimiz var. Onların da tescilini istiyoruz" diye konuştu.
İkinci tescilli yemek olan firkiye hakkında bilgi veren Çelebioğlu, "Firik, Arapça badem demektir. Firkiye, çağladan yapılan bir yemeğimizdir. Bademin ilk meyve halinden yapılan bir yemektir. Geçmişte yemeklerde domates kullanılmıyordu. Mardin yemeklerinde zaten meyvelerden çok fazla yemek yapıyoruz. Eskiden domates kullanılmadığı zamanlarda devamlı meyvelerden etli yemek yapılırdı" şeklinde konuştu.
Mardin Artuklu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi bölümünde öğretim görevlisi olan Yavuz Yalçın ise, bu yıl Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile GAP Bölge Kalkınma Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen proje çerçevesinde oluşturulan uygulama mutfağında olduklarını kaydetti.
Mutfakta aynı adan 25-30 öğrenci eğitim alabildiğini belirten Yalçın, "Ayrıca da burada coğrafi işaret çalışmaları yaptık. Bu çerçevede coğrafi işarete başvurduğumuz 2 yemeğimiz alluciye ve firkiye yemeklerinin bugün burada yapımını gerçekleştiriyoruz. Bu yemekler yapılırken öncelikle paydaşlarla toplantılar gerçekleştirildi. Ardından bu yemeklerle ilgili bilgiler belgeler toplandı. Makale incelemeleri geçmişe dair bilgileri ve bu yemeklerin nasıl yapıldığına, günümüze kadar nasıl ulaştığına dair belgeleri çıkardıktan sonra paydaşlarla birlikte yine bir demo çalışması gerçekleştirdik" dedi.
Demo çalışmasında da bu yemeklerin standart bir reçetesini oluşturmaya çalıştıklarını aktaran Yalçın, "Bu reçeteleri de oluşturduktan sonra Mardin alluciye ve firkiye yemeği için Türk Patent Kurumuna coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. İncelemelerin ardından da coğrafi işaret başvurusunu almaya hak kazandık" ifadelerinde bulundu.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler