Amasya'da kente gelen turist sayısı yüzde 70 azaldı. Kentteki turizmciler gerekli yatırım ve tanıtımın yapılmamasından, bürokratik engellemelerden ve yasaklardan şikayetçi.
Haber Giriş Tarihi: 14.07.2024 11:05
Haber Güncellenme Tarihi: 14.07.2024 11:05
Kaynak:
Artıgerçek
Tarihte 13 medeniyete ev sahipliği yapan Hitit, Firig, Lidya, Roma, Bizanz, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Amasya, geleceğini turizmde arıyor. Kültür, doğa, kaplıca ve inanç turizm potansiyeli olan Amasya, 30 yıldır turizmde hedeflenen noktaya ulaşamıyor.
Amasyalı turizmcilerle yaşadıkları sorunları ve taleplerini konuştuk.
'KALICI BİR TURİZM PROGRAMI YOK'
24 yıldır turizm işletmeciliği yapan Selçuk Başgün Amasya’nın kalıcı turizm programının olmamasını eleştirdi. "Amasya’da yöneticilerin değişmesiyle birlikte yapılan programlar da değişiyor. Sürdürülebilir bir turizm planlaması ve çalışması gerçekleşmiyor" diyen Başgün, devamla şu ifadeleri kullandı:
"Kentte turizm konusunda birbirini tamamlayan programlar olmadığı için her program yeni bir başlangıç, hep sil baştan yeni bir turizm planlaması oluşuyor. Birkaç defa turizm çalıştaylarına katıldık ama devamı gelmeyen, sürdürülebilir olmayan, yöneticilere endeksli, yöneticiler değişince programın da değiştiği, bizim de şevkimizin kırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Turizm planları kış dönemlerinde yapılmalı. Gerekli hazırlıkların önceden yapılması, sürekli denetlenmesi gerekir."
'TURİSTİ ŞEHİRDE TUTAMIYORUZ'
Amasya’ya gelen yerli ve yabancı turist sayısının her yıl azaldığını, konaklama sürelerinin saatlere düştüğünü vurgulayan Başgün, şunları söyledi:
"Orta ve Doğu Karadeniz’in başlangıç noktasındayız. Günübirlik veya bir gün konaklamalı gelen turist buradan Batum’a kadar devam eden yedi günlük, Türkiye genelinde satışı yapılan bir rotada. Yıllar geçtikçe bu rotada konaklama sayısının azaldığını ve günübirliklerin iki saate düştüğünü görüyoruz.
Amasya’ya gelen turların şehirde geçirdiği zamanın kısaldığını görüyoruz. İki üç saat Amasya gezisi, sabah kahvaltısı, cüzi bir ödeme, çok cüzi bir alışveriş ile devam eden bir süreç yaşıyoruz. Burada ciddi bir kayıp söz konusu ve bunun araştırılması gerekiyor. İnsanların tercihleri niçin değişti bunun sorgulanması lazım. Pahalılık mı, hizmet kalitesi mi düşük? Amasya’ya gelen misafirlerimiz burada kalıp para harcamıyor, alışveriş yapmıyor."
'YETERLİ TANITIM YAPILMIYOR'
Turizmde eğitimli, nitelikli elaman ve tanıtımın olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Başgün, şöyle konuştu:
"Amasya’nın zengin turizm potansiyeli yanında bir de tarihi bir gastronomisi potansiyeli var. Turizm alanında küçük dokunuşlar yaparak daha profesyonel düşünen, alt yapısı olan insanları dahil ederek, doğru yatırımcıları teşvik ederek, turizm meslek lisesi ve yüksek okul çıkışlı çocukları bu sektöre sevk etmek gerekiyor.
Gastronomisiyle, tarihi, kültürü ve doğasıyla doğru bir rotada olan Amasya'da hem İç Anadolu’da Kapadokya hem de Karadeniz tarafının ve hatta Doğu Anadolu’nun başlangıcı noktasında olan doğru bir konumdayız. Bu kadar değerli bir şeyi tanıtarak kazanca çevirebilmeliyiz. Fuarlarına katılmayışımız tanıtım konusunda çok büyük bir eksiklik.
Amasya’ya gelen turlar en çok İzmir ve İstanbul’dan geliyor. Yurt içinde yapılan fuarların yanında yurt dışında, uzak doğuda mutla fuarlara katılmak gerekiyor. Turizm konusunda Amasya bence tam olması gereken yerde değil, yüzde 65'lerde, tamamlanması gereken yüzde 35'li bir yer var."
'ÜÇ BİN YILLIK MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZ VAR'
Amasya’nın üç bin yıllık gastronomi kültürü olduğunu, coğrafi işaret almış yemeklerin bulunduğunu dile getiren yemek uzmanı ve araştırmacısı Yaman Kesim de şunları anlattı:
"Burada 600 yıllık Osmanlı döneminde Amasya’nın gastronomi alanında bir geçmişi var. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan lalasıyla, aşçısıyla, yamağı ile Amasya’ya gelmiş bir Osmanlı mutfak kültürü var. Bunlardan en önemlisi ve coğrafi işaret aldığımız patlıcan pehli yemeği. Dışarıdan gelenler patlıcan pehliyi hiçbir restoranda bulamıyor, yapan yok çünkü. O zaman bu yemeği yapmıyorsanız coğrafi işarete almanın bir anlamı var mı? Turizm ile ilgili hizmet veren restoranlarda aslına uygun, doğru malzeme, doğru pişirme yöntemiyle bu yemeklerin mutlaka yapılması, valilik ya da belediyenin bu konunun üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor.
Üç bin yıl geçmişi olan Hitit mutfağından günümüze kadar gelmiş keşkek en önemli yemeklerimizden biridir. Her yerde keşkek yapılır ama Amasya’da yapılan keşkek toprak kaptadır ve çok farklıdır. Keşkek Hitit medeniyetinden bize ulaşmış bu bölgenin en önemli yemeğidir. Pehli, tepsi kebabı, hünkar beğendi var. Üç bin yıllık bir yemek kültürümüz, gastronomi geçmişimiz var ama tanıtımı yok.
Amasya’daki bu sektörde çalışan şefler, garsonlar neden bir eğitimden geçirilmez? Niçin bir yemek festivali yapılmaz? Damla sakızlı sütlaçımız var unutulmuş durumda. Elma tatlısı, elma pekmezi yapılmıyor artık. Bu konuda bir mastır planı yapılıp, Amasya’nın saray mutfağının ortaya çıkarılması gerekir. Adını bile koydum, Osmanlı mutfağı şehzade sofrası"
'ENGELLEMELERLE KARŞILAŞIYORUZ'
Amasya Turizm Derneği Başkanı Emre Mısırlı ise turizminin bürokratik engeller ve yasakçı bir zihniyet ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. Mısırlı, şunları söyledi:
"Amasya turizmine geliştirmek için her attığımız adımda karşımıza farklı bir bürokrasi çıkıyor. Son zamanlarda da Amasya Valisi Yılmaz Doruk ile sorunlar yaşıyoruz. 2010 yılına kadar sürekli yabancı turist ağırlayan bir şehir iken artık yabancı turist hiç gelmiyor yerli turistte de ciddi bir azalma oldu.
Amasya’da turizmi bir adım ileriye taşımaya çalışırken birçok engel ile karşılaşıyoruz. Amasya temelde kültür turizminin yoğun olduğu bir şehir ve Yüksek Anıtlar Kurulundan tescilli konaklarda turizm hizmeti veriyoruz. Bu konakların yaşaması, bu konaklarda insanların yaşaması, turizme ve ticarete açılması gerekiyor. Bir çivi çaktığımızda yargılanıyoruz, çeşitli cezalara çarptırılıyoruz.
Konağın önüne pergola yaptığı için cezaevinde yatan arkadaşlarımız var. Bu pergola açılır kapanır bir sistem ve binaya zarar vermediği gibi binayı da doğa olaylarından koruyor. Turizm hizmeti verdiğimiz tarihi konaklar ev olarak yapıldıkları için gurup halinde gelen misafirlerimize hizmet vereceğimiz restoran, kahvaltı salonu gibi bir kapalı alanımız yok. Bize otel ruhsatı veriyor ama misafirlerimize kahvaltıyı nerede vereceğiz? 12 ay turizm hizmeti vermek isterken bu altı aya düşüyor.
Yaz dönemi olumsuz hava koşullarını da sayarsak kapalı alanımız olmadığı için işyerini kapatmak zorunda kalıyoruz. Otellerimizin avlu bölümüne pergola yapıp misafirlerimizi de burada ağırlıyoruz. Pergola sistemin kaldırılması için Samsun Anıtlar Kurulundan bize yazı geldi. Biz de Ankara Yüksek Anıtlar kuruluna itiraz ettik. İtirazımız kabul edilmesine rağmen Samsun Anıtlar Kurulundan bize hâlâ bir cevap gelmedi."
'FUARLARDA STAND AÇAMIYORUZ'
Gerekli yatırım ve tanıtımın yapılmadığı belirten Mısırlı, "Yetkililer kentin içinden geçen, kirlilikten dolayı her yıl balıkların öldüğü, bataklığa dönüşen Yeşilırmak ile ilgilenseler. Üç yıldır İzmir Fuarında Amasya olarak stant açamıyoruz. Amasya’nın tarihi, kültürel, doğal güzellikleri konusunda hiçbir tanıtım yapılmıyor. Turizm Derneği olarak tanıtım için fuarlara katılmak istiyoruz, Ticaret Odası masrafların yarısını karşılamayı üstleniyor ama kentin yöneticileri, valilik arkamızda durmuyor, gerekli tanıtım çalışmaları yapılmıyor. Şırnak, İzmir Fuarında iki tanıtım stant açıyor, turizmin başkenti olmayı hedefleyen Amasya’nın üç yıldır fuarlarda tanıtımı yok" dedi.
'İÇKİ RUSHSATLARI İPTAL EDİLİYOR'
İşletmelerin içki ruhsatlarının iptal edildiğini anlatan Mısırlı, şu ifadeleri kullandı:
"Altı ay önce bir işletmemim alkol ruhsatım iptal edildi ve 35 personelim ile mahkemeden bir karar çıkmasını bekliyoruz. Turizmde içki de büyük bir etkendir. Restoranlarımızda içki yasaklanırsa turizmci bütün otellerini kapatmak zorunda kalır. Burada içkinin yasaklanması gibi bir durum var ve böyle bir sürece sokuluyoruz. Vali Beyin içkiye karşı kesin bir tutumu var. Bu bulunduğumuz sokak 1995 yılında çizilmiş içki haritasında yer almıyor ve bize verilen içki ruhsatları iptal edilmek isteniyor, ruhsatı iptal edilen yerler de var.
Bu yasak kararının iptali için Samsun 2’ci ve 3’cü İdare Mahkemelerine gerekli hukuki itirazımızı yaptık ve bir karar bekliyoruz. Şu anda tekel bayileri ile birlikte 15 kişinin ruhsatı iptal edildi ve mağduriyet yaşıyoruz. Bu bölgede bulunan Avukatlar Konağı bile aynı durumda.
El değiştirdi, içki ruhsatı verilmedi ve konak kapandı. Dışarıdan gelenlere, yabancılara 'içki yok' demek eski bir turizm kafası. İnsanlar kalkıp buraya çay içmeye mi geliyorlar? Turizmi semaver, çay satmak diye anlıyorsak bu otellerin, restoranların burada olmasının hiçbir anlamı yok. Bu insanların yaşam biçimine bir müdahaledir, bunu asla kabul edemeyiz" diye konuştu.
'HATUNİYE MAHALLESİNİN TRAFİĞE KAPATILMASI TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR'
Tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinin araç trafiğine kapatılmasını da eleştiren Mısırlı, şunları kaydetti:
"Daha önceki yıllarda tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinde kontrollü geçiş sağlanıyordu. Sokağın girişinde bir barikat vardı ve iki personel görev yapıyordu. Dışarıdan gelen otel müşterilerimiz ismini söylüyordu ve müşteri aracı ile otele kadar gelebiliyordu. Kontrollü girişlerde hiçbir sıkıntı yaşamıyorduk.
Vali Yılmaz Doruk’un başkanlığındaki İl Trafik Komisyonu tarafından sabah saat 10.00 ile gece 02.00'ye kadar araç girişine kapatıldı. Turizm Derneği ve otel işletmecileri geçtiğimiz hafta vali beyi ziyaret edip, bu uygulamanın yanlış olduğunu, otellere ciddi zarar verdiğini ve düzeltilmesini istedik ama istek kabul edilmedi.
Geçtiğimiz yıllarda bu sezonda oteller yüzde 70 doluluk oranı yaşarken şu anda yüzde 20'ler düştük. Bunun sebebi bu yasakçı tutum. Zaten zor ayakta duran turizm işletmelerini daha da olumsuz etkileyecek. Kültür turizmi dediğimiz zaman zaten belli bir yaş üzerindeki insanlar geliyor ve bu insanlar araçlarıyla otele gelmek istiyorlar."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Amasya'da turizm geriliyor
Amasya'da kente gelen turist sayısı yüzde 70 azaldı. Kentteki turizmciler gerekli yatırım ve tanıtımın yapılmamasından, bürokratik engellemelerden ve yasaklardan şikayetçi.
Tarihte 13 medeniyete ev sahipliği yapan Hitit, Firig, Lidya, Roma, Bizanz, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Amasya, geleceğini turizmde arıyor. Kültür, doğa, kaplıca ve inanç turizm potansiyeli olan Amasya, 30 yıldır turizmde hedeflenen noktaya ulaşamıyor.
Amasyalı turizmcilerle yaşadıkları sorunları ve taleplerini konuştuk.
'KALICI BİR TURİZM PROGRAMI YOK'
24 yıldır turizm işletmeciliği yapan Selçuk Başgün Amasya’nın kalıcı turizm programının olmamasını eleştirdi. "Amasya’da yöneticilerin değişmesiyle birlikte yapılan programlar da değişiyor. Sürdürülebilir bir turizm planlaması ve çalışması gerçekleşmiyor" diyen Başgün, devamla şu ifadeleri kullandı:
"Kentte turizm konusunda birbirini tamamlayan programlar olmadığı için her program yeni bir başlangıç, hep sil baştan yeni bir turizm planlaması oluşuyor. Birkaç defa turizm çalıştaylarına katıldık ama devamı gelmeyen, sürdürülebilir olmayan, yöneticilere endeksli, yöneticiler değişince programın da değiştiği, bizim de şevkimizin kırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Turizm planları kış dönemlerinde yapılmalı. Gerekli hazırlıkların önceden yapılması, sürekli denetlenmesi gerekir."
'TURİSTİ ŞEHİRDE TUTAMIYORUZ'
Amasya’ya gelen yerli ve yabancı turist sayısının her yıl azaldığını, konaklama sürelerinin saatlere düştüğünü vurgulayan Başgün, şunları söyledi:
"Orta ve Doğu Karadeniz’in başlangıç noktasındayız. Günübirlik veya bir gün konaklamalı gelen turist buradan Batum’a kadar devam eden yedi günlük, Türkiye genelinde satışı yapılan bir rotada. Yıllar geçtikçe bu rotada konaklama sayısının azaldığını ve günübirliklerin iki saate düştüğünü görüyoruz.
Amasya’ya gelen turların şehirde geçirdiği zamanın kısaldığını görüyoruz. İki üç saat Amasya gezisi, sabah kahvaltısı, cüzi bir ödeme, çok cüzi bir alışveriş ile devam eden bir süreç yaşıyoruz. Burada ciddi bir kayıp söz konusu ve bunun araştırılması gerekiyor. İnsanların tercihleri niçin değişti bunun sorgulanması lazım. Pahalılık mı, hizmet kalitesi mi düşük? Amasya’ya gelen misafirlerimiz burada kalıp para harcamıyor, alışveriş yapmıyor."
'YETERLİ TANITIM YAPILMIYOR'
Turizmde eğitimli, nitelikli elaman ve tanıtımın olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Başgün, şöyle konuştu:
"Amasya’nın zengin turizm potansiyeli yanında bir de tarihi bir gastronomisi potansiyeli var. Turizm alanında küçük dokunuşlar yaparak daha profesyonel düşünen, alt yapısı olan insanları dahil ederek, doğru yatırımcıları teşvik ederek, turizm meslek lisesi ve yüksek okul çıkışlı çocukları bu sektöre sevk etmek gerekiyor.
Gastronomisiyle, tarihi, kültürü ve doğasıyla doğru bir rotada olan Amasya'da hem İç Anadolu’da Kapadokya hem de Karadeniz tarafının ve hatta Doğu Anadolu’nun başlangıcı noktasında olan doğru bir konumdayız. Bu kadar değerli bir şeyi tanıtarak kazanca çevirebilmeliyiz. Fuarlarına katılmayışımız tanıtım konusunda çok büyük bir eksiklik.
Amasya’ya gelen turlar en çok İzmir ve İstanbul’dan geliyor. Yurt içinde yapılan fuarların yanında yurt dışında, uzak doğuda mutla fuarlara katılmak gerekiyor. Turizm konusunda Amasya bence tam olması gereken yerde değil, yüzde 65'lerde, tamamlanması gereken yüzde 35'li bir yer var."
'ÜÇ BİN YILLIK MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZ VAR'
Amasya’nın üç bin yıllık gastronomi kültürü olduğunu, coğrafi işaret almış yemeklerin bulunduğunu dile getiren yemek uzmanı ve araştırmacısı Yaman Kesim de şunları anlattı:
"Burada 600 yıllık Osmanlı döneminde Amasya’nın gastronomi alanında bir geçmişi var. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan lalasıyla, aşçısıyla, yamağı ile Amasya’ya gelmiş bir Osmanlı mutfak kültürü var. Bunlardan en önemlisi ve coğrafi işaret aldığımız patlıcan pehli yemeği. Dışarıdan gelenler patlıcan pehliyi hiçbir restoranda bulamıyor, yapan yok çünkü. O zaman bu yemeği yapmıyorsanız coğrafi işarete almanın bir anlamı var mı? Turizm ile ilgili hizmet veren restoranlarda aslına uygun, doğru malzeme, doğru pişirme yöntemiyle bu yemeklerin mutlaka yapılması, valilik ya da belediyenin bu konunun üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor.
Üç bin yıl geçmişi olan Hitit mutfağından günümüze kadar gelmiş keşkek en önemli yemeklerimizden biridir. Her yerde keşkek yapılır ama Amasya’da yapılan keşkek toprak kaptadır ve çok farklıdır. Keşkek Hitit medeniyetinden bize ulaşmış bu bölgenin en önemli yemeğidir. Pehli, tepsi kebabı, hünkar beğendi var. Üç bin yıllık bir yemek kültürümüz, gastronomi geçmişimiz var ama tanıtımı yok.
Amasya’daki bu sektörde çalışan şefler, garsonlar neden bir eğitimden geçirilmez? Niçin bir yemek festivali yapılmaz? Damla sakızlı sütlaçımız var unutulmuş durumda. Elma tatlısı, elma pekmezi yapılmıyor artık. Bu konuda bir mastır planı yapılıp, Amasya’nın saray mutfağının ortaya çıkarılması gerekir. Adını bile koydum, Osmanlı mutfağı şehzade sofrası"
'ENGELLEMELERLE KARŞILAŞIYORUZ'
Amasya Turizm Derneği Başkanı Emre Mısırlı ise turizminin bürokratik engeller ve yasakçı bir zihniyet ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. Mısırlı, şunları söyledi:
"Amasya turizmine geliştirmek için her attığımız adımda karşımıza farklı bir bürokrasi çıkıyor. Son zamanlarda da Amasya Valisi Yılmaz Doruk ile sorunlar yaşıyoruz. 2010 yılına kadar sürekli yabancı turist ağırlayan bir şehir iken artık yabancı turist hiç gelmiyor yerli turistte de ciddi bir azalma oldu.
Amasya’da turizmi bir adım ileriye taşımaya çalışırken birçok engel ile karşılaşıyoruz. Amasya temelde kültür turizminin yoğun olduğu bir şehir ve Yüksek Anıtlar Kurulundan tescilli konaklarda turizm hizmeti veriyoruz. Bu konakların yaşaması, bu konaklarda insanların yaşaması, turizme ve ticarete açılması gerekiyor. Bir çivi çaktığımızda yargılanıyoruz, çeşitli cezalara çarptırılıyoruz.
Konağın önüne pergola yaptığı için cezaevinde yatan arkadaşlarımız var. Bu pergola açılır kapanır bir sistem ve binaya zarar vermediği gibi binayı da doğa olaylarından koruyor. Turizm hizmeti verdiğimiz tarihi konaklar ev olarak yapıldıkları için gurup halinde gelen misafirlerimize hizmet vereceğimiz restoran, kahvaltı salonu gibi bir kapalı alanımız yok. Bize otel ruhsatı veriyor ama misafirlerimize kahvaltıyı nerede vereceğiz? 12 ay turizm hizmeti vermek isterken bu altı aya düşüyor.
Yaz dönemi olumsuz hava koşullarını da sayarsak kapalı alanımız olmadığı için işyerini kapatmak zorunda kalıyoruz. Otellerimizin avlu bölümüne pergola yapıp misafirlerimizi de burada ağırlıyoruz. Pergola sistemin kaldırılması için Samsun Anıtlar Kurulundan bize yazı geldi. Biz de Ankara Yüksek Anıtlar kuruluna itiraz ettik. İtirazımız kabul edilmesine rağmen Samsun Anıtlar Kurulundan bize hâlâ bir cevap gelmedi."
'FUARLARDA STAND AÇAMIYORUZ'
Gerekli yatırım ve tanıtımın yapılmadığı belirten Mısırlı, "Yetkililer kentin içinden geçen, kirlilikten dolayı her yıl balıkların öldüğü, bataklığa dönüşen Yeşilırmak ile ilgilenseler. Üç yıldır İzmir Fuarında Amasya olarak stant açamıyoruz. Amasya’nın tarihi, kültürel, doğal güzellikleri konusunda hiçbir tanıtım yapılmıyor. Turizm Derneği olarak tanıtım için fuarlara katılmak istiyoruz, Ticaret Odası masrafların yarısını karşılamayı üstleniyor ama kentin yöneticileri, valilik arkamızda durmuyor, gerekli tanıtım çalışmaları yapılmıyor. Şırnak, İzmir Fuarında iki tanıtım stant açıyor, turizmin başkenti olmayı hedefleyen Amasya’nın üç yıldır fuarlarda tanıtımı yok" dedi.
'İÇKİ RUSHSATLARI İPTAL EDİLİYOR'
İşletmelerin içki ruhsatlarının iptal edildiğini anlatan Mısırlı, şu ifadeleri kullandı:
"Altı ay önce bir işletmemim alkol ruhsatım iptal edildi ve 35 personelim ile mahkemeden bir karar çıkmasını bekliyoruz. Turizmde içki de büyük bir etkendir. Restoranlarımızda içki yasaklanırsa turizmci bütün otellerini kapatmak zorunda kalır. Burada içkinin yasaklanması gibi bir durum var ve böyle bir sürece sokuluyoruz. Vali Beyin içkiye karşı kesin bir tutumu var. Bu bulunduğumuz sokak 1995 yılında çizilmiş içki haritasında yer almıyor ve bize verilen içki ruhsatları iptal edilmek isteniyor, ruhsatı iptal edilen yerler de var.
Bu yasak kararının iptali için Samsun 2’ci ve 3’cü İdare Mahkemelerine gerekli hukuki itirazımızı yaptık ve bir karar bekliyoruz. Şu anda tekel bayileri ile birlikte 15 kişinin ruhsatı iptal edildi ve mağduriyet yaşıyoruz. Bu bölgede bulunan Avukatlar Konağı bile aynı durumda.
El değiştirdi, içki ruhsatı verilmedi ve konak kapandı. Dışarıdan gelenlere, yabancılara 'içki yok' demek eski bir turizm kafası. İnsanlar kalkıp buraya çay içmeye mi geliyorlar? Turizmi semaver, çay satmak diye anlıyorsak bu otellerin, restoranların burada olmasının hiçbir anlamı yok. Bu insanların yaşam biçimine bir müdahaledir, bunu asla kabul edemeyiz" diye konuştu.
'HATUNİYE MAHALLESİNİN TRAFİĞE KAPATILMASI TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR'
Tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinin araç trafiğine kapatılmasını da eleştiren Mısırlı, şunları kaydetti:
"Daha önceki yıllarda tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinde kontrollü geçiş sağlanıyordu. Sokağın girişinde bir barikat vardı ve iki personel görev yapıyordu. Dışarıdan gelen otel müşterilerimiz ismini söylüyordu ve müşteri aracı ile otele kadar gelebiliyordu. Kontrollü girişlerde hiçbir sıkıntı yaşamıyorduk.
Vali Yılmaz Doruk’un başkanlığındaki İl Trafik Komisyonu tarafından sabah saat 10.00 ile gece 02.00'ye kadar araç girişine kapatıldı. Turizm Derneği ve otel işletmecileri geçtiğimiz hafta vali beyi ziyaret edip, bu uygulamanın yanlış olduğunu, otellere ciddi zarar verdiğini ve düzeltilmesini istedik ama istek kabul edilmedi.
Geçtiğimiz yıllarda bu sezonda oteller yüzde 70 doluluk oranı yaşarken şu anda yüzde 20'ler düştük. Bunun sebebi bu yasakçı tutum. Zaten zor ayakta duran turizm işletmelerini daha da olumsuz etkileyecek. Kültür turizmi dediğimiz zaman zaten belli bir yaş üzerindeki insanlar geliyor ve bu insanlar araçlarıyla otele gelmek istiyorlar."
Kaynak: Artıgerçek
En Çok Okunan Haberler