Antalya’da Aşırı Turizm Tehlikesi: Belirtiler ve Çözüm Önerileri
Antalya’da Aşırı Turizm Tehlikesi: Belirtiler ve Çözüm Önerileri
Antalya'da aşırı turizm riski: Otantiklik kaybı, ekonomik, çevresel ve kültürel etkiler, turizm hizmeti verenlerin mutsuzluğu, yerel yönetimlerin eksiklikleri ve turist vergisinin önemi üzerine endişeler var. Turizm planlamasında yerel ve merkezi yönetim arasındaki kopukluk da dikkat çekiyor.
Haber Giriş Tarihi: 27.09.2024 09:12
Haber Güncellenme Tarihi: 27.09.2024 09:16
Kaynak:
Cumhuriyet
Bu yaz, Barselona’da yerel halkın turist karşıtı eylemleri zirve noktasına ulaştı. Türkiye’de ise bu yılın ilk sekiz ayında 11 milyon turisti ağırlayan turizmin başkenti Antalya’da aşırı turizm riski var mı? Aşırı turizmin belirtileri neler, önlenebilir mi, zararları telafi edilebilir mi?
AŞIRI TURİZMİN İLK BELİRTİLERİ: OTANTİKLİĞİN KAYBI
Türkiye’de aşırı turizm konusunu çalışan akademisyenlerden, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Barış Seyhan, turizmin, iletişim ve ulaşım teknolojilerinin gelişmesi ve ucuzlaması sonucu kitlesel bir hale geldiğini belirtiyor. Seyhan, turizm hareketliliğinin 1950’lerde 25 milyonken, günümüzde 1.4 milyara ulaştığını söylüyor. Aşırı turizmin, ilk kez 2016’da bilimsel makalelerde kavramsallaştırıldığını ve toplumsal, çevresel ve ekonomik alanlarda olumsuz etkileriyle kendini gösterdiğini ifade ediyor.
Seyhan, "Karadeniz’in bir köyünde bir gözleme yapılıyorsa, ve o gözleme 10 kişi için yapılıyorsa, orada kullanılan yufka oklava ile açılan yufka ve oranın peyniri ve orada yetişen ot ile yapılır. Bir otantiklik vardır. Sonra o gözlemenin methini duyan 1000 kişi o köye gider. Bu kadar misafire köylü ne yufka ne ot yetiştirebilir. Yapımda hazır yufkaya geçilir, süpermarket peyniri kullanılır. Orası hala gözlemesi meşhur köydür ama bir otantiklik kalmamıştır. Biz buna sergilenen otantiklik diyoruz. Bu sergilenen otantiklikten anlarsınız aşırı turizmin varlığını. 2000 metrede Karadeniz’de artık süpermarket yumurtası ile omlet yiyorsanız otantiklik artık sergilenen bir şey olmuştur. Bu, gastronomi turizminden bir örnek. Otantikliğin kaybını başka alanlarda da görmek mümkün" diyor.
AŞIRI TURİZMİN EKONOMİK, ÇEVRESEL VE KÜLTÜREL ALANDAKİ BELİRTİLERİ
Seyhan, aşırı turizmin diğer belirtilerini de örneklerle açıklıyor:
"Çevresel etki olarak Barselona’dan örnek verelim. Şu an yılda 32 milyon turistin ziyaret ettiği Barselona’da her hanenin kişi sayısına göre aylık su istihkakı var, çünkü turizm nedeniyle şehirde su tüketimi artmasına karşın su kaynakları sınırlı. Bu aşırı turizmin en temel ihtiyaç olan suya erişim bakımından çevresel etkisini gösteriyor. Dubrovnik’te bazı bölgelerde turistlerin tekerlekli valizlerini yolda sürüklemesi yasaklandı. Gürültü bakımından başka bir olumsuz çevresel etkiye karşı alınan bir önlem bu. Barselona’da turistlere kiralanan evler nedeniyle şehirde ev kiraları çok yükseldi, hayat pahalandı. Bunlar da ekonomik alanda oradaki yerel halkın aşırı turizmden olumsuz etkilenmesine yol açtı. Aşırı turizm sonucu sosyal ve kültürel boyutta da çelişkiler ortaya çıkıyor. Söz gelimi Konya’da Mevlana Türbesi'ni ziyaret eden turistlerin oranın kültürel yapısına saygı göstermemeleri halinde dengeler bozulabiliyor. Ya da tatilde turistlerin uyuşturucu ve fuhuş talepleriyle, özellikle yoksul ülkelerin kentlerinde, suça yönelim artabiliyor. Tayland gibi ülkelerde bunun örneklerini açıkça görebiliyoruz. Bir yerde aşırı turizmin varlığını en kolay yoldan anlayabileceğimiz bir başka özellik de, o yerin ekonomik olarak turizme bağımlı hale gelmesi. Tarım, hayvancılık, sanayi gibi diğer ekonomik etkinlikler azalıp turizm tek başına ön plana çıkıyorsa, orada bir aşırı turizm tehlikesi başladığını düşünebiliriz."
"AŞIRI TURİZMDEN TURİST DE TURİZM İŞÇİSİ DE MUTSUZ"
Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Ece Ömüriş, aşırı turizm sonucu turistin de mutsuz olduğunu belirtiyor. Son yıllarda, sosyal medya ile turizm aktivitesine katılımın artmasıyla ana motivasyonun, başkalarının gördüğü yerlerden eksik kalmama duygusu olduğunu vurgulayan Ömüriş, turizmin tatilin iyi olma haline erişmek amacı taşıdığını ancak kalabalık içinde turistin de mutlu olmadığını ifade ediyor.
Ömüriş, "Turizm aşırılaştığı zaman, ana oyuncularından bir diğeri, turizm hizmeti verenin de iş yükünün artışı ile hizmet kalitesi düşerken mutsuzluğu artıyor. Az bir ücrete bu kadar yoğun bir işi yapmayı sürdürmek gerçekten çok zor ve artan turist sayısıyla çalışanların üzerine bu anlamda da daha fazla yük biniyor" diyor.
"ANTALYA HENÜZ BİR BARSELONA DEĞİL AMA OLMAYA YAKIN"
"Aşırı turizmin önüne geçilebilir mi?" sorusuna, akademisyenler iyimser değil. Ömüriş, "Temel mesele kazanç olduğu sürece bu kalabalığın önüne geçilemez, turizm hareketini yavaşlatmak çok zor" derken, Seyhan, "Turizmin en temel motivasyonu kar etmek. Ne kadar çok turist o kadar kazanç anlayışından sektörü uzaklaştırmak zor gibi görünüyor" diyor. Seyhan ve Ömüriş, Antalya’nın aşırı turizm bakımından henüz Barselona olmadığını, ancak yakın olduğunda birleşiyor.
TURİZM PLANLAMASINDA YEREL VE MERKEZİ YÖNETİM ARASINDA KOPUKLUK MU VAR?
Şehir Planlamacıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Funda Yörük, "Turist hedeflerini koyanlarla Antalya’yı planlayanlar aynı değil. Kent bunu kaldırabiliyor mu, hesaba katmak gerekiyor" diyor. Yerel yönetimlerin turizm planlamasından habersiz olduğunu da ekliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık ise, turizmin sürdürülebilirlik üzerine kurulması gerektiğine dikkat çekiyor.
HAVALİMANI KAPASİTESİ ARTTIRILIRKEN KARAYOLU TRAFİĞİ PLANLANMIYOR
Havalimanı kapasite geliştirme projeleri, turizm planlamasında yerel yönetimle merkezi yönetimin uyumsuz olduğunu gösteriyor. Funda Yörük, "Artan yolcu kapasitesine paralel olarak şehir içi ulaşımı da planlamak gerekiyor" diyor. Osman Ayık ise, havalimanı genişlemesiyle beraber şehre gelen artan nüfusun yaratacağı trafiği düşünmenin önemli olduğunu belirtiyor.
"TURİST VERGİSİ ERTELEMEMESİ GEREKEN KULLANIŞLI BİR POLİTİK ENSTRÜMAN"
Antalya, merkezi bütçeden 2.5 milyon kişiye göre pay alırken, aslında turistlerle birlikte 16 milyon kişiye hizmet veriyor. Osman Ayık, turist vergisinin geciktirilmeden uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Antalya’da Aşırı Turizm Tehlikesi: Belirtiler ve Çözüm Önerileri
Antalya'da aşırı turizm riski: Otantiklik kaybı, ekonomik, çevresel ve kültürel etkiler, turizm hizmeti verenlerin mutsuzluğu, yerel yönetimlerin eksiklikleri ve turist vergisinin önemi üzerine endişeler var. Turizm planlamasında yerel ve merkezi yönetim arasındaki kopukluk da dikkat çekiyor.
Bu yaz, Barselona’da yerel halkın turist karşıtı eylemleri zirve noktasına ulaştı. Türkiye’de ise bu yılın ilk sekiz ayında 11 milyon turisti ağırlayan turizmin başkenti Antalya’da aşırı turizm riski var mı? Aşırı turizmin belirtileri neler, önlenebilir mi, zararları telafi edilebilir mi?
AŞIRI TURİZMİN İLK BELİRTİLERİ: OTANTİKLİĞİN KAYBI
Türkiye’de aşırı turizm konusunu çalışan akademisyenlerden, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Barış Seyhan, turizmin, iletişim ve ulaşım teknolojilerinin gelişmesi ve ucuzlaması sonucu kitlesel bir hale geldiğini belirtiyor. Seyhan, turizm hareketliliğinin 1950’lerde 25 milyonken, günümüzde 1.4 milyara ulaştığını söylüyor. Aşırı turizmin, ilk kez 2016’da bilimsel makalelerde kavramsallaştırıldığını ve toplumsal, çevresel ve ekonomik alanlarda olumsuz etkileriyle kendini gösterdiğini ifade ediyor.
Seyhan, "Karadeniz’in bir köyünde bir gözleme yapılıyorsa, ve o gözleme 10 kişi için yapılıyorsa, orada kullanılan yufka oklava ile açılan yufka ve oranın peyniri ve orada yetişen ot ile yapılır. Bir otantiklik vardır. Sonra o gözlemenin methini duyan 1000 kişi o köye gider. Bu kadar misafire köylü ne yufka ne ot yetiştirebilir. Yapımda hazır yufkaya geçilir, süpermarket peyniri kullanılır. Orası hala gözlemesi meşhur köydür ama bir otantiklik kalmamıştır. Biz buna sergilenen otantiklik diyoruz. Bu sergilenen otantiklikten anlarsınız aşırı turizmin varlığını. 2000 metrede Karadeniz’de artık süpermarket yumurtası ile omlet yiyorsanız otantiklik artık sergilenen bir şey olmuştur. Bu, gastronomi turizminden bir örnek. Otantikliğin kaybını başka alanlarda da görmek mümkün" diyor.
AŞIRI TURİZMİN EKONOMİK, ÇEVRESEL VE KÜLTÜREL ALANDAKİ BELİRTİLERİ
Seyhan, aşırı turizmin diğer belirtilerini de örneklerle açıklıyor:
"Çevresel etki olarak Barselona’dan örnek verelim. Şu an yılda 32 milyon turistin ziyaret ettiği Barselona’da her hanenin kişi sayısına göre aylık su istihkakı var, çünkü turizm nedeniyle şehirde su tüketimi artmasına karşın su kaynakları sınırlı. Bu aşırı turizmin en temel ihtiyaç olan suya erişim bakımından çevresel etkisini gösteriyor. Dubrovnik’te bazı bölgelerde turistlerin tekerlekli valizlerini yolda sürüklemesi yasaklandı. Gürültü bakımından başka bir olumsuz çevresel etkiye karşı alınan bir önlem bu. Barselona’da turistlere kiralanan evler nedeniyle şehirde ev kiraları çok yükseldi, hayat pahalandı. Bunlar da ekonomik alanda oradaki yerel halkın aşırı turizmden olumsuz etkilenmesine yol açtı. Aşırı turizm sonucu sosyal ve kültürel boyutta da çelişkiler ortaya çıkıyor. Söz gelimi Konya’da Mevlana Türbesi'ni ziyaret eden turistlerin oranın kültürel yapısına saygı göstermemeleri halinde dengeler bozulabiliyor. Ya da tatilde turistlerin uyuşturucu ve fuhuş talepleriyle, özellikle yoksul ülkelerin kentlerinde, suça yönelim artabiliyor. Tayland gibi ülkelerde bunun örneklerini açıkça görebiliyoruz. Bir yerde aşırı turizmin varlığını en kolay yoldan anlayabileceğimiz bir başka özellik de, o yerin ekonomik olarak turizme bağımlı hale gelmesi. Tarım, hayvancılık, sanayi gibi diğer ekonomik etkinlikler azalıp turizm tek başına ön plana çıkıyorsa, orada bir aşırı turizm tehlikesi başladığını düşünebiliriz."
"AŞIRI TURİZMDEN TURİST DE TURİZM İŞÇİSİ DE MUTSUZ"
Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Ece Ömüriş, aşırı turizm sonucu turistin de mutsuz olduğunu belirtiyor. Son yıllarda, sosyal medya ile turizm aktivitesine katılımın artmasıyla ana motivasyonun, başkalarının gördüğü yerlerden eksik kalmama duygusu olduğunu vurgulayan Ömüriş, turizmin tatilin iyi olma haline erişmek amacı taşıdığını ancak kalabalık içinde turistin de mutlu olmadığını ifade ediyor.
Ömüriş, "Turizm aşırılaştığı zaman, ana oyuncularından bir diğeri, turizm hizmeti verenin de iş yükünün artışı ile hizmet kalitesi düşerken mutsuzluğu artıyor. Az bir ücrete bu kadar yoğun bir işi yapmayı sürdürmek gerçekten çok zor ve artan turist sayısıyla çalışanların üzerine bu anlamda da daha fazla yük biniyor" diyor.
"ANTALYA HENÜZ BİR BARSELONA DEĞİL AMA OLMAYA YAKIN"
"Aşırı turizmin önüne geçilebilir mi?" sorusuna, akademisyenler iyimser değil. Ömüriş, "Temel mesele kazanç olduğu sürece bu kalabalığın önüne geçilemez, turizm hareketini yavaşlatmak çok zor" derken, Seyhan, "Turizmin en temel motivasyonu kar etmek. Ne kadar çok turist o kadar kazanç anlayışından sektörü uzaklaştırmak zor gibi görünüyor" diyor. Seyhan ve Ömüriş, Antalya’nın aşırı turizm bakımından henüz Barselona olmadığını, ancak yakın olduğunda birleşiyor.
TURİZM PLANLAMASINDA YEREL VE MERKEZİ YÖNETİM ARASINDA KOPUKLUK MU VAR?
Şehir Planlamacıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Funda Yörük, "Turist hedeflerini koyanlarla Antalya’yı planlayanlar aynı değil. Kent bunu kaldırabiliyor mu, hesaba katmak gerekiyor" diyor. Yerel yönetimlerin turizm planlamasından habersiz olduğunu da ekliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık ise, turizmin sürdürülebilirlik üzerine kurulması gerektiğine dikkat çekiyor.
HAVALİMANI KAPASİTESİ ARTTIRILIRKEN KARAYOLU TRAFİĞİ PLANLANMIYOR
Havalimanı kapasite geliştirme projeleri, turizm planlamasında yerel yönetimle merkezi yönetimin uyumsuz olduğunu gösteriyor. Funda Yörük, "Artan yolcu kapasitesine paralel olarak şehir içi ulaşımı da planlamak gerekiyor" diyor. Osman Ayık ise, havalimanı genişlemesiyle beraber şehre gelen artan nüfusun yaratacağı trafiği düşünmenin önemli olduğunu belirtiyor.
"TURİST VERGİSİ ERTELEMEMESİ GEREKEN KULLANIŞLI BİR POLİTİK ENSTRÜMAN"
Antalya, merkezi bütçeden 2.5 milyon kişiye göre pay alırken, aslında turistlerle birlikte 16 milyon kişiye hizmet veriyor. Osman Ayık, turist vergisinin geciktirilmeden uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Kaynak: Cumhuriyet
En Çok Okunan Haberler