"Kız Kulesi" restorasyonun ardından müze olarak açılacak
"Kız Kulesi" restorasyonun ardından müze olarak açılacak
Boğazın simge yapılarından Kız Kulesi’nin restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı
Haber Giriş Tarihi: 01.01.2023 12:58
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.2023 13:20
Kaynak:
İHA
Boğazın simge yapılarından Kız Kulesi’nin restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Kız Kulesi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeni yılda açılacak.
Kız Kulesi, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapı olarak, İstanbul'u simgelerinden biri.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca geçen yıl uluslararası restorasyon ilkeleri ve oluşturulan bir bilim kurulu rehberliğinde başlatılan çalışmalarda sona gelindi. Kız Kulesi, II. Mahmut dönemindeki ahşap kubbesinin yeniden yapılarak yerine konulmasının ardından tamamlanmış olacak.
Titizlikle yürütülen restorasyonun her aşamasını takip eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ahşap kubbeyi ve yapıda gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceledi. Restorasyon çalışmalarıyla ilgili Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ile Mimar Han Tümertekin’den bilgi alan Bakan Ersoy, yüzlerce yıllık bu tarihi yapının restorasyon tamamlandığında müze olacağını tekrarladı.
Bakan Ersoy, Mart ayı sonunda bitirilecek restorasyonun ardından İstanbul’un güzelliklerinin Kız Kulesi panoramasından gözlemlenebileceğini aktardı.
Kız Kulesi’nin hüzünlü hikayesi
Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam seksen arşındır. Sathı mesahası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır.” Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bu şekilde tarif eder Boğaz’ın incisi Kız Kulesi’nin.
Antik Çağ’da “Arcla” yani küçük kale ve “Damialis” yani dana yavrusu adları ile anılan kule, bir dönem Leandros’un Kulesi anlamına gelen “Tour de Leandros” ismi ile ün yapar. Hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan kulenin bilinen tarihi, milattan önce 411 yıllarına kadar uzanır. Kız Kulesi hakkında en bilinen hikâye, Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikâyesidir.
Kehanete göre; Krala çok sevdiği kızının onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Kral bu kehanet üzerine, denizin ortasında bir kule yaptırır ve prensesi buraya yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesinin ölümüne neden olur. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın, ölümünden sonra da prensesi rahat bırakmadığına dair söylentiler günümüze kadar ulaşmıştır. Zira bu tabutun üstünde iki delik olduğu hala anlatılır.
İstanbul Boğazı’nın girişindeki kayalık üzerine kurulmuş olan bu küçük kule, tarihsel süreçte gümrük istasyonu, gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılır. Kulenin bugünkü temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. Boğaz’da salınan sandalları, vapurları ve gemileri günün her saatinde selamlayan Kız Kulesi, 1998 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının ardından 2000 yılında turizme açıldı. Ulaşımın Salacak ve Ortaköy’den sandallarla yapıldığı Kız Kulesi, İstanbul’un en önemli sembollerinden biri olarak ziyaretçilerini bu sene yeniden ağırlamaya devam edecek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Kız Kulesi" restorasyonun ardından müze olarak açılacak
Boğazın simge yapılarından Kız Kulesi’nin restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı
Boğazın simge yapılarından Kız Kulesi’nin restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Kız Kulesi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeni yılda açılacak.
Kız Kulesi, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapı olarak, İstanbul'u simgelerinden biri.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca geçen yıl uluslararası restorasyon ilkeleri ve oluşturulan bir bilim kurulu rehberliğinde başlatılan çalışmalarda sona gelindi. Kız Kulesi, II. Mahmut dönemindeki ahşap kubbesinin yeniden yapılarak yerine konulmasının ardından tamamlanmış olacak.
Titizlikle yürütülen restorasyonun her aşamasını takip eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ahşap kubbeyi ve yapıda gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceledi. Restorasyon çalışmalarıyla ilgili Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ile Mimar Han Tümertekin’den bilgi alan Bakan Ersoy, yüzlerce yıllık bu tarihi yapının restorasyon tamamlandığında müze olacağını tekrarladı.
Bakan Ersoy, Mart ayı sonunda bitirilecek restorasyonun ardından İstanbul’un güzelliklerinin Kız Kulesi panoramasından gözlemlenebileceğini aktardı.
Kız Kulesi’nin hüzünlü hikayesi
Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam seksen arşındır. Sathı mesahası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır.” Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bu şekilde tarif eder Boğaz’ın incisi Kız Kulesi’nin.
Antik Çağ’da “Arcla” yani küçük kale ve “Damialis” yani dana yavrusu adları ile anılan kule, bir dönem Leandros’un Kulesi anlamına gelen “Tour de Leandros” ismi ile ün yapar. Hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan kulenin bilinen tarihi, milattan önce 411 yıllarına kadar uzanır. Kız Kulesi hakkında en bilinen hikâye, Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikâyesidir.
Kehanete göre; Krala çok sevdiği kızının onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Kral bu kehanet üzerine, denizin ortasında bir kule yaptırır ve prensesi buraya yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesinin ölümüne neden olur. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın, ölümünden sonra da prensesi rahat bırakmadığına dair söylentiler günümüze kadar ulaşmıştır. Zira bu tabutun üstünde iki delik olduğu hala anlatılır.
İstanbul Boğazı’nın girişindeki kayalık üzerine kurulmuş olan bu küçük kule, tarihsel süreçte gümrük istasyonu, gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılır. Kulenin bugünkü temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. Boğaz’da salınan sandalları, vapurları ve gemileri günün her saatinde selamlayan Kız Kulesi, 1998 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının ardından 2000 yılında turizme açıldı. Ulaşımın Salacak ve Ortaköy’den sandallarla yapıldığı Kız Kulesi, İstanbul’un en önemli sembollerinden biri olarak ziyaretçilerini bu sene yeniden ağırlamaya devam edecek.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler