Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin de bulunduğu bir grup akademisyen, ekonomi yönetimine çağrıda bulundu. Çağrı için hazırlanan bildiride asgari ücret artışlarında gerçekleşen enflasyon oranının dikkate alınmasını istedi.
Haber Giriş Tarihi: 29.10.2024 10:22
Haber Güncellenme Tarihi: 29.10.2024 10:34
Kaynak:
Diken
2024 yılı sonunda belirlenmesi beklenen ve 2025'te uygulanacak asgari ücrete dair tartışmalar şimdiden başladı. Mevcut asgari ücret 17 bin 2 lira olarak belirlenmişken, 2024 yılında 2023'teki gibi bir ara zam yapılmadı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye misyonu başkanı Jim Walsh, Türkiye'nin asgari ücrette geçen yılki gibi yüksek bir artış yapmaması gerektiğini ifade etti. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise, asgari ücret artışının enflasyonla uyumlu olması gerektiğini belirterek, yaklaşık yüzde 25'lik bir artışın uygun olabileceğini söyledi. Bu durum ekonomistler tarafından “asgari ücreti düşük tutma lobiciliği” olarak değerlendirildi.
126 akademisyen, yayımladıkları bildiride aşağıdaki mesajlara yer verdi:
“Türkiye ekonomisinde uzun süredir devam eden yüksek enflasyon sorunu, dar gelirli vatandaşlarımız ve asgari ücretle çalışanları ekonomik olarak daha kırılgan hale getirmiş ve yaşam standartlarını ciddi ölçüde düşürmüştür.
Son dönemde uygulanan para ve maliye politikaları, enflasyonla mücadele hedefi doğrultusunda şekillendirilmektedir. Ancak 2024 Temmuz’da asgari ücret artışından kaçınılması ve 2025 Ocak için öngörülen artışın gerçekleşen enflasyon yerine beklenen enflasyon oranı (yüzde 25) baz alınarak belirlenmesi planı, bilimsel ve sosyal açıdan kaygı vericidir.
Biz iktisatçılar ve akademisyenler olarak:
Enflasyonla mücadelenin toplumsal maliyetinin adil dağıtılması gerektiğini
Asgari ücretlilerin alım gücünün korunmasının sosyal devletin bir gerekliliği olduğunu
Gerçekleşen enflasyon oranının altında yapılacak ücret artışlarının gelir dağılımını daha da bozacağını
Enflasyonla mücadelenin başarısının dar gelirlilerin yaşam standartlarının düşürülmesi pahasına sağlanamayacağını vurgulama ihtiyacı duyuyoruz.
Bu bağlamda ekonomi politikasını yönetenleri:
Asgari ücret artışlarında gerçekleşen enflasyon oranının dikkate alınması
Gelir dağılımını da gözeten bütüncül bir ekonomi politikası izlenmesi konularında acilen adım atmaya davet ediyoruz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
126 Akademisyenden Ekonomi Yönetimine Acil Çağrı
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin de bulunduğu bir grup akademisyen, ekonomi yönetimine çağrıda bulundu. Çağrı için hazırlanan bildiride asgari ücret artışlarında gerçekleşen enflasyon oranının dikkate alınmasını istedi.
2024 yılı sonunda belirlenmesi beklenen ve 2025'te uygulanacak asgari ücrete dair tartışmalar şimdiden başladı. Mevcut asgari ücret 17 bin 2 lira olarak belirlenmişken, 2024 yılında 2023'teki gibi bir ara zam yapılmadı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye misyonu başkanı Jim Walsh, Türkiye'nin asgari ücrette geçen yılki gibi yüksek bir artış yapmaması gerektiğini ifade etti. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise, asgari ücret artışının enflasyonla uyumlu olması gerektiğini belirterek, yaklaşık yüzde 25'lik bir artışın uygun olabileceğini söyledi. Bu durum ekonomistler tarafından “asgari ücreti düşük tutma lobiciliği” olarak değerlendirildi.
126 akademisyen, yayımladıkları bildiride aşağıdaki mesajlara yer verdi:
“Türkiye ekonomisinde uzun süredir devam eden yüksek enflasyon sorunu, dar gelirli vatandaşlarımız ve asgari ücretle çalışanları ekonomik olarak daha kırılgan hale getirmiş ve yaşam standartlarını ciddi ölçüde düşürmüştür.
Son dönemde uygulanan para ve maliye politikaları, enflasyonla mücadele hedefi doğrultusunda şekillendirilmektedir. Ancak 2024 Temmuz’da asgari ücret artışından kaçınılması ve 2025 Ocak için öngörülen artışın gerçekleşen enflasyon yerine beklenen enflasyon oranı (yüzde 25) baz alınarak belirlenmesi planı, bilimsel ve sosyal açıdan kaygı vericidir.
Biz iktisatçılar ve akademisyenler olarak:
Bu bağlamda ekonomi politikasını yönetenleri:
Kaynak: Diken
En Çok Okunan Haberler